M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 27.10.2025 00:16

Bir Kitap Fuarı daha geçti

Facebook Twitter Linked-in

İyi taraflarıyla, olumsuz yönleriyle bir Kitap Fuarı'nın daha sonuna geldik! Aslında ilgilenmiş olmamak, belki de kimseyi üzmemek için yazmak istemiyordum ancak Facebook beş yıl önce 6.Kitap Fuarı için Yorum Gazetesi'nde yazdığım yazıyı hatırlatınca biraz da beni kışkırtmış oldu. O yazıda da birçok olumlu ve olumsuz durumları yazmışım, yazıyı paylaşabilirdim, o günkü durumlarla bugünkü durumların benzer tarafları olmasına rağmen paylaşmadım, gördüğüm kadarıyla bizim halkımız, çok güzel olsa da eskiden yayınlanmış, paylaşılmış bir yazıyı okumuyor, gerçi yenisini de pek okumuyorlar ya da okudukları halde görünmek istemiyorlar . Her neyse, bu konu için bu kadarı yeterli. 

Geçmişte yazdığım yazıda da Fuarın açılış günü ve saatininin uygun olmadığını yazmışım, bu yıl da aynısı oldu ; öğrencilerin katılımı için en uygun saat olması düşüncesiyle Cuma günü ve saat 10.00'da açılış yapıldı, ben katılmadığım için açılışın nasıl geçtiğini bilmiyorum. Öğrencilerin katılımını sağlamak için bu saatin seçilmiş olması ne kadar doğru bir seçim bilmiyorum. Üstelik öğrencilerin kalabalık oluşturmaya âlet edilmesi hiç de hoş bir uygulama değildir. Buradan da anlaşılıyor ki; toplumun diğer kesimi, demek ki bu ve benzeri işlere ilgi duymamaktadır, zaten bunu da fuar süresince gördük, halkın ilgi göstermesi için önde yürüyenler ilgi duyacaklar ki onların arkasından gidenlerde de yapılan iş ilgi uyandırabilsin! Aslında etkin güçlerin, toplum yapısını okuyabilmeleri için bu ve benzeri durumlar birer fırsattır ama onlara göre kendilerinin işleri çoktur, bu işlere zamanları yoktur yani bu işleri onlar önemsemedikleri için toplum bu hallere gelmiştir yani toplum herhalde onların kaygısı değildir! 

Gördüğüm kadarıyla toplumun tamamına çok yakın birçoklarının okumaya isteği yoktur, arkadan gelen kuşağın ülke diye bir meseleleri de bu gidişle yakın zamanda olmayacaktır, bunu da belirtmiş olalım! Bir şeyler yanlış gidiyor diye sürekli söylüyoruz ama inadına bazı kesimler de inadına iyi gittiğini yazıp söylüyorlar, keşke onlar haklı çıksalar, biz haklı çıkmasak!

Geçen yıllara göre fuar tarihi  biraz öne alındı ama bu da olumsuzlukların önüne geçemedi, yağmur yağdığında yine dam aktı! Üç yıldan beri çadırda yapılan kitap fuarı için ödenen çadır parasıyla, verimli, sosyal donatısı olan, başka zamanlarda başka işler için de kullanılabilecek kalıcı bina yapılabilirdi. Neden düşümülmeğini merak etmiyor değilim.

Lunaparkın hemen dibine kurulan fuar çadırında günboyu lunaparkın anlamsız, gürültülü müziğini dinlemsek de duymak zorunda kaldık, üstelik mescidde de aynı durum yaşandı.

Fuara her yıl aynı kişilerin konuşmacı olarak davet edilmesi, anlatılanlara göre nerede ki onların da aynı konuları, hiçbir yenilenme olmadan tekrar etmeleri ayrı bir kısır döngüyü yaşatmış oldu.

Bütün zorlukları göğüsleyerek Kahramanmaraş'ta yayınlanmakta olan Edebiyat Dergileri Kahrananmaraş'ın sesini Türkiye'ye hatta dünyaya duyuran yayın organları olmasına rağmen gerek yönetim kesiminden gerekse halk tarafından ve bilhassa da fuarda hak ettikleri ilgiyi gördüklerini söyleyemeyiz. Bu dergilerin maalesef Fuar alanı içinde en dip bucaklara yerleştirilmesi üzücü olmuştur,bu, yıllardan beri böyle devam etmiştir. Bu dergiler, fedakarlıklar yapılarak, yazarların özverileri ile yayınlanmaktadır, sadece bir derginin PTT kargo ücreti 80 liradır, bunun basım ücreti zaten adamın cebini delmektedir.

Yereldeki yazarların durumu da bundan farklı değildir, bu yazarların, bir emek vererek çıkardıkları kitapların basım bedeli, o yazarın aylarca bütçesini sarsmaktadır. Belediye, öğrencilere kitap fuarında geçerli çek vermiş, çocukların ne tür kitaplar aldığını ya da aldıkları kitapların içeriğini, çocuklara cinayet içerikli kitapların bir mahsur görülmeden satıldığını bilen var mı? Daha fazlasını söylemeye bilmem gerek var mı?

Peki, neler yapılabilirdi?

Günün belirli saatlerinde, çay, kahve ikramı ile değişik yönetici kadrosu ile kitap alanını etkilemeden  bir kültür sohbet halkası oluşturulabilirdi, kültürümüzü yaşatmak adına bu halkada Kahramanmaraş türküleri okunabilirdi, bazı zamanlarda Kahrananmaraş'ın tarihi mekanlarının tanıtıldığı gösteriler sunulabilirdi, yöresel ürünler ikram edilebilirdi, yerel yazarlarımızın ve eserlerinin tanıtımı yapılabilirdi bu bağlamda bu yazarlarımızın kitapları satın alınarak bu halkaya katılanlara yerelyönetimlerin  hediyesi olarak dağıtılabilirdi, böylece yerel yazarlarımız da desteklenmiş olurdu. Daha birçok etkinlikler yapılabilirdi ama hiçbiri yapılmadı, peki ne yapıldı?

Kahramanmaraş ne yaparsa en iyisini ve en doğrusunu yapmak zorundadır çünkü burası Kahramanmaraş'tır, Kahramanmaraş'ın kazanımlarını korumak ve daha yükseklere taşımak zorundayız, kültürümüzü biz yaşamalıyız, bu halkanın içinde olan herkes için de bu zorunluluk vardır.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —