M. KEMAL ATİK

Tarih: 26.06.2013 00:00

"Eski Malzemeyle Yeni Bir Şey Üretilmez"

Facebook Twitter Linked-in

İnsanoğlu dünya gezegenine geldiği ilk günden beri  sürekli kendisine  sorular sorarak, doğrudan iletişimde bulunmanın yollarını  aramıştır. Bu sorulardan bazıları şunlardır:

 Niçin bu gezegendeyim?

Ne yapmak istiyorum?

Amaç nedir?

Kendim için ne yapmak istiyorum?

Başkaları için ne yapmak istiyorum?

 Bu sorulara doğru cevap veremeyen insanların pek çoğu milyonlarca yıllık hatanın ve şiddetin sonucu olan kötü huylara sıkı sıkıya kenetlenmiş kalmışlardır. Şaşkınlıklarından olsa zaman zaman yükselmişler ve sonra tekrar düşmüşlerdir. Hala yüzyılımızda ilk çağda yaşamış insanların bilinç düzeyine sahip olanlar vardır. Bu bilinç düzeyinde olanlarda erdemler mevcut değildir. Aksine zaaflarıyla, işkenceleriyle, adalatsizlikleriyle, fanatiklilleriyle, kalleşlikleriyle  hatırlanıyorlar.

Bunun yanında insanoğlunun bin yıllar boyunu aşan bir zaman diliminde  milyonlarca kişinin bütün duyumsal melekelerini kullanarak, aklı ile keşfederek oluşturduğu yeni dünya var. Bu dünya, yetenek, beceriklilik, yaratıcılık, zeka, ince düşüncelilik ve ön sezi gerektiren bir dünyadır. Beş yaşındaki bir çocuğun  olgunluk seviyesine ulaştığı bir dünyadan söz ediyoruz. İşte bu dünya içinde 21.yüzyılın yaşandığı dünyadır.

 Bu dünyada insanlar kendilerine karşı daha güçlü direniş yolları bulacakları ümiydiyle bilim adamlarının ve teknolojinin peşine düşmektedirler. İnsanlar özgün iradeleriyle ileri ya da geri gidebilecek yetenekte olduğunu artık anlamıştır. Doğal olarak  duygularının, arzularının veye korkularının tutsağı olmadıklarını da.

Bu dünyada insanlar başkalarının başarılarını okuyarak ömür geçirmek yerine artık kendisini başarıya götürecek inançları yaratabilme cesaretini de göstermektedir. Çünkü tüm bu değerler bilgiyle elde edilmektedir. Bilginin ise hiç kimsnin malı olmadığını bu çağda insan anlamıştır. Artık herkes kendini ifade etmeye, istediği eğitimi almaya ve şahsi bir fikre sahip olmaya cesaret etme özgürlüğünü yaşamaktadır. Bilmediği şeyin peşine düşmemektedir. Ancak  bilinmeyen  onu hem heyecanlandırmakta hem de  büyülemektedir. İçindeki  en iyi şeyin ifade etme özgürlüğü olduğunu da anlamaktadır.

Halkı karanlıkta bırakan cehalet yanlısı rejimlerin amaçları artık bilinmektedir. Sömürücü kaaapitalizm, yoksulluğu egemen iradenin bir sonucu olarak takdim etse de yalanlarına giydirdiği perde artık bu yüzyılda geçerliliğini yitirmektedir. Zenginler zenginliğini, fakirler de  fakirliğini bilir  ve hiç kimse mevcut konumunu değiştiremez  hükmü fakir sınıfları etkilemeye yönelik asırlardır süren melunca oyunlar zaman zaman büyüyüp gelişse de onlar beynimizi  dışa açmaya, bizi istediğimiz sonuçlara götürecek inançları bulmaya engel olamayacaktır. Çünkü sistemlerini yalan üzerine bina edenler tarihte erdemli insanlar listesinde yer alamamışlardır. Çünkü lekeli olanları hiçbir şeyi kabul etmez.

İnsanları özüyle, özlemleriyle, umutlarıyla kabul eden, bilim, mantık ve teknoloji ile özdeşleşen bir dünyada yaşamanın keyfini Yüce Yaratanın nasip etmesi niyazı ile.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —