"Türk gibi başla Alman gibi devam et" diye bir laf vardı galiba, bu söz şimdilerde kullsnılmasa da geçerliliğini sürdürüyor gibi. Hani bir zamanlar "Önce yaya", "Önce can" gibi slogan sözler yollara yazılmıştı, ne oldu? "Ne olacak Maraş'ta deprem oldu, her şey allak bullak oldu ya" mı diyeceğiz? Gerçi Maraş'ta her şey zaten allak bullaktı, depremden sonra bir de deprem bahanesi ile her şey mecrasından çıktı.
Bir haftanın içinde üç ya da dört kere kıl payı dercesine araba çarpmasından kurtuldum veya sürücüler insanı korkutmak için özellikle sert bir şekilde insanın üzerine sürüyorlar desem mi? Daha az önce Tekerek yolu, İsmet Karaokur Bulvarı Fen Lisesi kavşağında yaşadım, yaylalara yeşil yandığı sırada farklı istikamette taşıtlara da yeşil ışık yanıyor, yayalara yeşil ışık yandığı için ben karşıya geçiyorum, kendisine düz istikamette yeşil ışık yanan taşıt sürücüsü sağa dönerken kontrollü girmesi ve ilerlemesi gerekirken, o kısa mesafede nasıl bir hız yaptıysa aracı yalpa yaparak ve bana vurup vurmamasına ramak kalarak yani aramızda bir karış bile mesafe yokken kendini zor toparlayarak yanımdan geçti. Kavşağın az aşağısında cami var, evi karşı tarafta olan cami cemaati kişler korkarak karşıya geçiyorlar. Hani "önce yaya" idi? Daha bir kaç gün önce NFK güneyindeki yayageçidinde yaşadım, bunlar kısa zamanda benim yaşadıklarım, acaba kimler ne yaşamaktadırlar?
Arabasına, parasına, bulunduğu makama hatta sülalesine, yine hatta partisine, grubuna bel ağlayıp şımaran kişiler öyle çoğaldı ki bunlar toplumsal dengeyi bozar oldular. Bu kişiler bu kafayla nereye gidiyorlar ya da nereye varmak istiyorlar?
Ya bu kişiler ceza ile düzeltilecek ya da alınacak tedbirlerle insanlar korunacak, bu işin başka çaresi yok. Yayageçitlerinde yayalar için yeşil ışık süresi çok kısa, tanınan sürede iki yoldan ancak, ucuucuna yolun biri geçilebiliyor.
Yanlışları görmezden, söylenilenleri duymazdan gelerek şehir yönetilmez. Toplu yaşamanın, daha açık ifadeyle şehirde yaşamanın kuralları vardır, herkes bu kurallara uymak ve kuralları uygulamak zorundadır.
Maslahatçılıkla işler yolunda gitmez.