marasaktif"in değerli yazarlarından Sayın Serhat TOPALCA"nın, Kanla Gelen Madalya romanımız hakkında paylaştığı yazıyı okudum. Yazıdan hemen anlaşıldığı üzere, Sayın TOPALCA romanımızı baştan sona okumuş ve sağlam temeller üzerine bir değerlendirme yazmış. Yüreğine sağlık, diyorum.

Kahramanmaraş"ın destansı kurtuluşunun anlatıldığı bu romanın yazılış öyküsü ve amacı aşağıdaki gibidir:

Onikişubat Belediye Başkanımız Sayın Hanefi MAHÇİÇEK benimle görüşmek istemiş, icabet ettim. Bana, gençlerde tarih okuma hevesi bulunmadığını söyledi. Bunun yanında, kurtuluş savaşımızın ihtişamından söz etti. Gerçekten de, özelde Maraş"ın, genelde Anadolu"nun kurtuluşu kesinkes bir destandır. Destanlar doğurmuş bir savaştır, kurtuluş savaşımız. Sayın MAHÇİÇEK"in bir derdi daha vardı. bir konu hakkında Kahramanmaraş"ta çekilen bir dizi istiyordu şehrimizin tanıtımı için. Bunun için de, en uygun konunun Maraş"ın Kurtuluşu olduğuna inanıyordu. İnancına ve düşüncelerine kalpten katılıyorum. Benden, Maraş"ın kurtuluşunu anlatan bir senaryo yazmamı rica etti. Ama ben senarist değildim. Benim yazdığım senaryo, sıradan olacaktı. Senaryo konusunda çıraklık, kalfalık dönemlerinden geçmeyenlerin yazdıkları ne olabilir ki?

"Başkanım," dedim, "ben size bir roman yazayım, dizi yapılmak istediğinde senarist bütün bilgileri içinde bulsun." Başkan onay verdi ve on bir aylık bir araştırma ve yazı sürecinden sonra Kahramanmaraş böyle bir romana sahip oldu. Romanımız, dizi yapılmaya hazır hale gelmiştir. Bundan sonrası, Maraş için bir şeyler yapmak isteyen, yürekleri sıcacık siyasilerimize kalmıştır. Hiçbir yapımcı, rüyasında ‘Kanla Gelen Madalya"yı görüp de onu dizi yapmayı düşünmez. Bir sebep lâzımdır. Onlar da şehrimizin ağabeyleri konumundaki insanlar olacaktır.

Romanda, tek kahraman yerine çok kahramanı tercih ettim, çünkü her evden, abartısız, bir kahraman çıkmış. Ali Sezai, Arslan Bey, Mıllış Nuri, Zülkadiroğlu Süleyman Bey, Evliya Efendi, Doktor Mustafa, Çuhadar Ali, Zafer Beyazıt, Sütçü İmam, Alikoğlu Ali, Batumlu Ali Efendi, Yörük Selim, Kılıç Ali, Abdal Halil Ağa, Senem Ayşe, Fatmalıoğlu Derviş Ağa, Pişkin Ali Rıza, Paşo Ağa, Tapo Ağa, Karayılan, Muallim Hayrullah, Etlilerin Ahmet Duran, Araboğlu Mehmet Onbaşı, Göllülü Yusuf Çavuş, Cennet Ali, daha kimler, kimler… Zaten madalya verilirken Atatürk de bu gerçeği görmüş: "Yüzlerce kahraman var, Maraşlıların hangi birine madalya vereyim? En iyisi, onların bayrağına madalya vereyim!" demiş. Madalya almak, maaş almak Maraşlıların umurunda olmamış, bayraklarına takılan kırmızı şeritli istiklâl madalyası onlara, çocuklarına, torunlarına, sonraki nesillere yetmiş de artmış bile.

Madalyamızla, kahramanlarımızla, şehitlerimizle ne kadar iftihar etsek azdır.

Şimdi bu roman; okumayanlar için ikinci baskısı; ülke genelinde destansı savaşımızı anlatmak için de dizi yapılması için kahramanlar bekliyor.