Yıllar önceydi
İki grup vardı birbirlerine
düşman
Elbette bunları birbirine
düşman eden, bir de güç vardı.
Sabah sağcılara verirdi, akşam
solculara verirdi aynı silahı
Kardeş kardeşe kıyar oldu;
meydan ite, çakala kaldı
Mükemmel işleyen bir plandı,
ideolojik çatışma sayesinde kutuplaşma başarıya ulaşmış, devlet yönetimi
tereyağından kıl çeker gibi ellerine geçmişti
Nasıl yönetime geçeceklerini
planlamışlardı ve başa geçmişlerdi
Lakin sonrasında ne yapacaklarını
hiç hesap etmemişlerdi, yönetim nedir, nasıl olur bilmezlerdi ki?!
E boş bırakırlar mı hiç?
Avrupa, ABD, Rusya sırada beklerken "Nerde boşluk, orayı doldur." ve "Enayi
malı deniz, yemeyen keriz." politikalarını izliyorlardı
Dışarıdan kulaklarına ne
fısıldasalar yapar olmuşlardı
Arada bir çıkıp "Biz bu ülkeyi
kimseye yedirmeyiz." diye kahve ağzıyla hava atarlardı
Sonra ne mi oldu?
Sol, sağa göz kırptı.
Sağ: "Tamam, bize tüm bunları
çektirenleri yargılayalım, 1982 Anayasa"sını çöpe atalım." dedi ve sol ile
ittifak yaptı.
E ne demişler; "Su uyur,
düşman uyumaz!"
Sol yaptı yapacağını ve sağ
yaladı avucunu
Koalisyon üstüne koalisyon
kuruldu yıllar yılı ama bir türü istikrar olmadı, olamadı
İstikrar olmayınca güvenlik
zafiyetleri, açlık hatta kıtlık boy gösterdi
Halk perişan, bitkin,
siyasetten uzak, ekmeğe muhtaç hale geldi
İç ve dış politika iflasta,
esnaf kan ağlamaktaydı
Devlete posta koyacak kadar
zengin işadamı Sabancı bile vahlıyordu(!)
E millet ne yapsın bre
insafsız!
Sene oldu mu 2002?
Baktılar bu iş olmuyor, gemi
battı batacak
Gemiyi en son terk etmesi
gereken kaptanlar olması gerekirken, ansızın kaptanlar kayıklarına bindi ve
gemi kaderine bırakıldı
Halk şaşkın şaşkın kendi
içinden bir kaptan çıkabilmesi ümidiyle beklemeye koyuldu
Aslında mecburlardı
Çünkü
kaçabilecek sadece üç kayık vardı
O kayıklarla da üç kaptan ayrı
ayrı kaçmıştı
Onlar kim miydi?
Hiç unutulur mu tarihin kara
yüzleri?!
Birinci kayık DSP lideri
Bülent ECEVİT"in,
İkinci kayık MHP lideri Devlet
Bahçeli"nin ve
Üçüncü kayık ise ANAP lideri
Mesut YILMAZ"ındı
Sonra birileri biz varız, bu
gemiyi kurtarırız dedi ve kolları sıvadılar
Halkın adamıydılar, milletin
içindendi bunlar
Halk, eyvallah, dedi,
sandıklar kuruldu, oylar sayıldı
Ve yıllarca koalisyonla
yönetilmeye çalışılan ülkeme; ilk defa seçimlere giren "tecrübesizler(!)",
"yenilikçiler(!)" tek başına iktidar oldu
Ülkemde yeniden güneş doğdu
Zamanla ülke iç politikada
istikrarı yakaladı ve sıra dışa gelmişti, kabukları kırma zamanıydı
Uzun boylu kaptan baktı ki
dışta kedi gibiyiz
"One minute" dedi gür sesiyle.
Unutmayın ki aslan da
kedigillerdendir.
Muhalifler kahkaha attı
günlerce
Kedi kükredi, masaya kendinden
emin bir şekilde vurdu ve " O fare bu masaya gelecek!" dedi
Evet, kedi olalı ilk defa bir
fare tutmuştuk
12 yıllık istikrardan sonra
sıra kaptanlık pazubandının devrindeydi
Kaptan kısa boylu "hoca"
oldu(!)
Uzun ise teknik direktörlük
koltuğuna geçti
Takım Avrupa"ya her alanda
kafa tutar, Orta Doğu"ya ise bir umut oldu
Tabi bunların öncesinde 20-30
yıllık sözde düşmanlar, teknik direktör, uzun olmasın diye pis elleriyle
kameralara ittifak pozları verdiler
Sonuç değişir mi hiç?
Onlar bilmezler ama "Göklerden
gelen bir karar vardır!".
Şu ana kadar kimilerinin
okudukça okuyası geldi, kimileri ise gerçekler acı olduğu için bu kadar yeter
deyip yarıda bıraktım okumayı
Öyle ya da böyle, bu dünya gibi bu yazının da
fani olduğu için sonu geldi
Sonuç mu?
Sonuç:
"CHP MHP el ele verdi
"
CHP sahte Milli Görüşçülere
kucak açar oldu
Gülen evleri Kemalistlerle
doldu
Önüne gelen parti kurdu
Saadet ne yapsın, rakıdan
tövbeli başkan buldu
Mesele parti ya da ideoloji
değil; siz hala anlamadınız mı?
Bu millet, Uzun ve Kısa ile el
ele, omuz omuza, gönül gönüle 2023 hedefine koşuyor
Hadi selametle