Sevgili Okurlar!
Biliyorsunuz Hıristiyan
dünyasının en büyük dini lideri Ülkemizi ziyaret etti. Devlet adamlarımız bu
misafiri şanına layık bir şekilde karşıladı ve konuk etti. Bu ziyarette dinler
ve medeniyetler arasında kaynaşma, müsamaha, hoşgörü olgunluğunun gelişmesi
için müspet görüşmeler yapıldı. Kötülüğe, teröre, kin ve nefrete teslim olmamak
için müşterek çaba göstermede, gayret etmede ortak kararlar alındı.
Barbarlığın, terörün ve şiddetin evrene egemen olmaması, insanlığın zulüm
istilasına maruz kalmaması için yapılacak ortak mücadelede yer alacakları kayıt
altına alındı.
Değerli Okurlar!
Dinler ve medeniyetler arası meseleler hızla
milletler arası gündemin en baştaki maddeleri olarak süper güçler arasındaki
mücadelede yerini almaktadır. Bu meseleler, silahlanmanın hızla artması, insan
hakları ve göçü kapsamaktadır. Bugün dünyada temel mesele, insan hakları ve
toplum hakları, Tanrı önünde insanların eşitliği, yaşama hakkı, kişisel
statülere bağlı haklar, sosyal ve ekonomik statülere bağlı haklar, adalet hakkı
gibi evrensel değerlerin dünya insanına egemen olmayışıdır. Bu değerlerin
evrenselleşmesi hem dünya medeniyetlerinin hem de dünya barışının gelişmesine
katkı sağlayacaktır. İşte bu nedenle dinler ve devletler arasında sürekli bir
iletişim kurmak gerekmektedir. İşte o zaman yeryüzünü uygarlaştırmak, dayanışma
içine sokmak, vatanlara, kültür ve medeniyetlere olabildiğince saygılı kalarak
insanlığı yüceltmek, insan türünü insanlık içinde kalarak geliştirmek temel
hedef haline gelecektir. Ancak ne yazık ki zaman zaman her şey birbiriyle
çatışmakta, gezegeni birleştirmeye imkân sağlayan teknik araçlar aynı anda,
kendilerinde savaşları ve gezegenin yok edilmesinin olanaklarını
taşımaktadırlar.
Dinler ve medeniyetler
arasındaki kaynaşma, müsamaha ve sentez maalesef çağdaş dünyada farklı
boyutlarda seyrediyor. Batı medyası Müslümanlara sürekli acımasızca saldırıyor.
Bu güçlü medya saldırısı karşısında Müslümanlar kendilerini savunma
kapasitesinden yoksun kalıyor. İyiliği, temizliği, hoşgörüyü, öğrenmeyi ve
dindarlığı savunan bir din ve onun mensupları neden bu kadar yanlış anlaşılıyor
ve yeriliyor? Batıda kabul edilmeye başlanan toplumsal anlayışlar, sigara,
alkol ve uyuşturucuya karşı olma, aile hayatını yüceltme İslâm ve Müslümanlar
tarafından her zaman savunulmuştur. Cihat sözcüğünü bahane ederek Müslümanları
şiddet ve terörle özdeşleştiren Batı medyası aslında çok önemli ve güçlü bir
kavram olan cihadın gerçek anlamını bilmemektedir. Bu kavramın asıl manası;
insanın kendini geliştirme isteğini, ıslah çabasını, yüce bir amaç için
mücadele etmesini ifade eder. Çabalamak, gayret etmek ve kötülüğe, teröre, kin
ve nefrete teslim olmamak temel manasıdır. Ayrıca İslâm bir hoşgörü ve denge
dinidir. Tüm ilahî dinlerde denge kavramı çok değerli bir kavramdır. Bu kavram
merhamet, dindarlık ve tevazu anlayışı sunarak çağdaş uygarlığın büyük bir
kısmını karakterize eden materyalizme kendini düzeltme imkanı sağlayabilir.