Talâk Suresi
2-3: İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya
meşru ölçüler içerisinde (nikâhınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere
göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği
Allah için yapın. İşte bu, Allah`a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür.
Kim Allah`tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği
yerden rızık verir. Kim Allah`a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini
yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.
4: Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş
olanlarla, âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme
süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları
(doğum yapmaları)dır. Kim Allah`tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık
verir.
6: Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin
bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için)
kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya
kadar nafakalarını verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini
verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka
bir kadın emzirecektir.
7: İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre
versin; rızkı daralmış bulunan da Allah`ın kendisine verdiği kadarından nafaka
ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah,
bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
8: Rabbinin ve O`nun elçilerinin emrinden
uzaklaşıp azmış nice memleketler vardır ki, biz onları (ahalisini) çetin bir
hesaba çekmiş ve onları görülmemiş azaba çarptırmışızdır.
10: Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır.
Ey inanan akıl sahipleri! Allah`tan korkun. Allah size gerçekten bir uyarıcı
(kitap) indirmiştir.
12: Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını
yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah`ın her
şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.
Mülk Suresi
6: Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı
vardır. O, ne kötü dönüştür!
13: Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun;
bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
15: Yeryüzünü size boyun eğdiren O`dur. Şu halde
yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah`ın rızkından yeyin. Dönüş ancak
O`nadır.
18: Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu)
yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
19: Üstlerinde kanatlarını aça kapata uçan
kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahmân olan Allah`tan başkası
tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.
23: (Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme
duyusu, gözler ve kalpler veren O`dur. Ne az şükrediyorsunuz!
24: De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O`dur;
ancak O`nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
25: «Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani
ne zaman (gerçekleşecek)?» derler.
26: De ki: O bilgi, ancak Allah`a mahsustur. Ben
ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
27: Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman,
inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip
durduğunuz budur! denecektir.
Kalem Suresi
8: O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun
eğme!
15: Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o,
«Öncekilerin masalları!» der.
17-18: Biz, vaktiyle «bahçe sahipleri»ne belâ
verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah
olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.
Onlar istisna da etmiyorlardı.
38. Onda, beğendiğiniz her şey sizin için mutlaka
vardır (diye mi yazılı)?
42: O gün incikten açılır ve secdeye davet
edilirler; fakat güç getiremezler.
43: Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde
kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet
ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
45: Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim fendim
çok sağlamdır!
48: Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık
sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.
50: Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi)
ve onu sâlihlerden kıldı.
52: Oysa o (Kur`an), âlemler için ancak bir
öğüttür.