Kahramanmaraş son günlerde
tamamen seçim havasını solumaya başladı ve aday adayları sahadaki yerini aldı.
Sonrası farklı işler, farklı gelişmeler, taktikler, tespitler, kriterler vs.
meselesi. Geçelim.
Evvela her adayın projesi
olması gerekir, proje demek gelecek için hayal kurmak demektir. Hayal kurmasını
bilmeyen insanların peşinde koşacağı bir hedefi yok demektir. Elbette ki abuk
subuk hayallerden bahsetmiyoruz. Projeler bu hayallerin somut hale
getirilmesinde ilk meşale, eğer bir adayın projesi yoksa bence hemen elenmesi
gerekir. Aday adaylarının isimleri, görevleri sıfatları bu süreçte etkili
olabilir ama şehri ve sorunlarını iyi bilmeli geleceğe yönelik tespitlerde
isabetli öngörüleri olmalıdır ve en önemlisi yöneticilik kabiliyeti şart.
Kahramanmaraş deprem açısından
en riskli bölgeler arasında, bunu bilmeyen yok. Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğü tarafından Kahramanmaraş"ta meydana gelebilecek depreme hazırlık
amacıyla çalışmalar ve tedbirler konulu hazırlanan rapora göre gözlemsel
inceleme yapılan 432 binanın yüzde 65"nin meydana gelecek şiddetli bir depreme
karşı büyük risk taşıdığı açıklanmıştı. Bu ortalama, aşağı yukarı ortaya
çıkacak bir sonucu veriyor, rapor hakkında yapılan açıklamada bu şekilde, net
bilgiler belki biraz üstünde biraz altında çıkabilir. Yani Allah korusun olası
bir depremde durum iç açıcı gözükmüyor, şehrin geneline baktığımız da durum
aynı gibi.
Aday adaylarında proje
hazırlayanların güzel çalışmaları var ve içlerinde vay be! denilecek projeler
bulunuyor. Bunlar arasında; yol, parklar, kentsel dönüşüm, köprüler,
tramvaylar, kanal, yeni binalar gibi birçok proje tanıtıldı. Ama bence asıl
sorun şu, hazırlanarak ve hayata geçirilecek olan onca proje depreme karşı
gerekli tedbirler alınmadan, yıkılmaya hazır evler yeniden inşa edilmeden,
kentsel dönüşümle beraber binalar sağlam bir zemine oturtulmadan bunların ne
anlamı var. Bu projeler kim için hazırlanıyor, elbette ki Kahramanmaraşlılar
için, Hafizanallah bir deprem olursa görülen o ki Kahramanmaraş"ın en az yüzde
65"i zarar görecek, buna bağlı olarak insan hayatı söz konusu. Ortada bir
gerçek var ve bu gerçek küçümsenecek, hafife alınacak, görmezden gelinecek bir
konu değil. Yapılan hizmetlerden faydalanacak insanları kaybederseniz
yaptığınız çalışmaların bir önemi kalır mı?
Herkes bence birinci projesine
deprem konusunu almalıydı, bu doğrultuda yapacağı çalışmaları ayrıntısıyla
kamuoyuyla paylaşmalıydı. Ama maalesef bu konu hiçbir aday adayının ağzından
çıkmadı, varsa kusura bakmasın ben duymadım, yollar yaparız, modern şehir kurarız,
köprüler yapar, tüneller açarız denildi, güzel bunları depreme dayanıklı inşa
edersiniz, doğru. Ya hepimizin gördüğü, üflesen yıkılacak evler, binalar ne
olacak. Amaç insansa önce onu tehdit eden tehlikelere karşı imkânlar dâhilinde
tedbirler alınmalı gerisi işin sahibine bırakılmalı. Belki zor olacak, belki
yöneticilerin başı çok ağrıyacak ama eğer bu konunun üzerine düşülmezse her ne
yaparsanız yapın hiçbir önemi olmayacak. İstediğiniz modern şehri inşa edin,
istediğiniz projeleri memlekete kazandırın. Şehrin büyük bir kısmı ve
insanların hayatı risk altındayken kim kanalınızda kayıkla sefa ister, kim
parkınızda piknik yapmak ister?
Evet deprem korkulacak bir
konu değil ama tedbir alınması gereken çok önemli bir risk. Tedbir yoksa
korkmak lazım vesselam.