Türk Tarihinde, yıllar
itibariyle, ağustos ayanın çok önemli bir yeri olmuştur. Tetkik edilip, araştırılırsa
otuzu aşkın önemli olayların bu aya inhisar ettiği görülür. Tabii bunda bir
hayır aramak gerekir. Muhtevalarını incelediğimizde hepsinin de İlay-ı Kelimatullah odaklı olduğunu görürüz.
Eğer bu otuz zafer ve başarının bir miktarını hatırlayacak olursak bunlar; Malazgirt
Zaferi, Fas"ın Fethi, Revanın Fethi, Birinci Kosova Zaferi, Çaldıran Zaferi, Estergon
Kalesinin Fethi, Otlukbeli Zaferi, Lipya"nın Fethi, Mora"nın Fethi, Korsika"nın
Fethi, Girit"in fethi, Sakarya Zaferi, Mohaç Zaferi ve son olarak da Baş
Komutanlık Meydan Muharebesi Büyük Taarruz"dur.
Bunlardan ilk ve son zaferin
Türk Milletinin bekasıyla ilgili nirengi noktası olduğunu, benzeştiğini
görürüz.1071 de, kendisinden kat be kat üstün sayıda olan Bizans Ordusuna karşı
Malazgirt"te kazanılan zaferle, Afyon"da başlayan Büyük Taarruz"un ortak
paydalarının olduğunu müşahede ederiz.
1071 den sonra Anadolu Türk kimliğine
kavuşmuş ve Türklerin ikinci ana yurdu olmuştur. Malazgirt"te savaş öncesi,
kefeni kabul ettiği beyazlar giyen Alpaslan, atının kuyruğunu kendi eliyle bağlamış.
Alperenlere savaş öncesi verdiği söylevde , "Kendileri gibi bir asker olduğunu,
şehadeti kabullendiğini, kazanılacak zaferin yüce Allah"ın adını tebcil için
olduğunu "irad eylemiştir. 50 bin kişilik Türk Ordusu, 200 bin kişilik Bizans
Ordusunu darma dağım etmiştir. Bizans İmparatoru Romen Diyojen de tutsaklar
arasındadır. Türk kadirşinaslığı ile canı bağışlanmış, ülkesine dönmesine izin
verilmiştir. İşte bu tarihi olaydan sonra, alperenler, abdallar, devrişler, erenler
akın akın Anadolu içlerine akmışlardır. Kıyı, bucak, Müslüman Türk"ün varlığını
Anadolu"da tescil etmişlerdir. Ödenen onca bedel karşılığı Anadolu Türk yurdu olmuştur.
İslamın kılıcı olan atalarımız dört kıtada adaleti, hakkaniyeti, hoşgörüyü
kendilerinden vererek kabul ettirmişler.
İşte 26 Ağustos 1922 de
Dumlupınar"da gürleyen toplar, verilen imanlı ateşin emir,26 Ağustos 1071 de Malazgirt
ovasında verilen komutla aynı eşdeğerdedir. Tüm dünyaya, bu toprakların bizim
ecdat yadigarı vatanımız olduğudur. Bundan bir çakıl taşı dahi kimseye vermeme
azim ve kararlılığında olduğumuz tüm dünyaya ilan edilmiştir. Batılı emperyal güçlerin
üzerimize saldırttıkları destekledikleri Yunanlı Palikarya"ya hak ettiği cevap verilmiştir.
Tıpkı Romen Diyojen gibi Trokopis de tutsak edilmiş, gene Tük alicenaplığı
gösterilmiş, esir muamelesi yapılmamıştır. 1 Eylül 1922 de gürleyen yüce ses; "Ordular ilk hedefiniz
Akdenizdir, ileri!!! Komutunu vermiş 15-20 gün süren Büyük Taarruz"la 200 bin
kişilik, tam donanımlı, Yunan Ordusu
denize dökülmüştür. Tıpkı Malazgirt gibi Baş Komutan Mustafa Kemal"in bu eşsiz
zaferini dost düşman herkes kabullenmek zorunda kalmıştır. Bu zafer, Türkleri
geldikleri İç Asya"ya itmek, İslamı doğduğu yer olan Arap Yarımadasına tıkmak isteyen
Haçlı niyetini sonlandırmıştır. Gene atalarımız Büyük Tarruz"la İslamı koruyucu
görevlerini hakkıyla ifa etmişlerdir. Büyükkomutan, büyük devlet adamı, Mustafa
Kemal ve silah arkadaşlarına, Peygamber Döşeği yüce Türk Ordusuna
şükranlarımızı ve minnettarlığımızı arz ediyoruz. Bütün bu ifade ettiklerimi en
veciz bir biçimde ifade eden Yahya Kemal Beyatlı"nın şu mısralarıyla yazımı
sonlandırıyorum.
Şu kopan fırtına Türk Ordusudur,
yâ Rabbi!
Senin uğrunda ölen ordu budur,
yâ Rabbi!
Tâ ki yükselsin
ezanlardamüeyyet namın,
Galip et, çünkü bu son
ordusudur İslamın.