Çaresizliğimi peşine, hayallerimi bir çift sözüne ve bütün
yaşamaları ömrüm gözlerine taktım, gör, duy, bil istedim acizliğimi
yalnızlığım
Nice mukaddes gecede ellerimi açtım, dizlerimi kırdım ve ne
çok dualar büyüttüm gelmelerine? Bilemezsin
Merhamet senden koşar adım mı
kaçtı? Yoksa sen bu kadar yok sayar mıydın beni? Sağır, dilsiz, kör mü oldun
yalnızlığım?
Bakir umutlar büyütürken sevmelerine, faili kaçak tecavüzler
gördüm ve yanmalarımda sönmeyen ateşler, birde hangi kapıyı çalsam kapanan
umutlar sonra yaralar yalnızlığım ah! Yaralar
Gün doğumları ve işçi ayak sesleri tescillese de yaşamı, ben
senden sonra hiç yaşamadım
Hiç aymadım, hiç konuşmadım ve bıkmadım hiç seni
beklemeleri yalnızlığım
Işıkları, ocakları ve umutları sönmüş nice adamlar, nice
kadınlar, aileler, insanlar gördüm sonra koşuşturan yalnızlıklar, birde senin
hiç gelmediğin, doğmadığın karanlığım, vah! Benim kül olmuş yalnızlığım
Bir sana inanmak istedim, inandım da, yanıldım, kaçtım da
kurtulamadım, yaşayamadım, ben bu ayrılığı, güneşi gelmeyen karanlığı
anlayamadım yalnızlığım
Sükûtu hayaller, ah! Bu yaban eller ve şu canım ömür yani
sensiz geçen ama senle olması istenen beklentiler, kanayan bir yaranın, bilesin
son çırpınışlarıdır yuh! Benim yalnızlığım
Tökezledikçe ve gördükçe acımasızlığını bilinmezlerin ve kim
vurduya giden ömrümün katillerinin alacağı olsun, senin de yalnızlığım son
gördüğün hal olsun halim sonra yaşayacağın ne varsa benim yanmalarımı yan,
birde küllerime karış,yeniden doğ yalnızlığım
Yaşa ki bilesin, birde hiç
gitmeyesin, ahiret nedir bilmeye, ölmeye, "sürüm sürüm sürünesin" diyeceğim ama
sürünmeye gör! Bil! Duy! İsterim halimi, bil ki çeken bilir, sevdanın arkasında
diz kıran, en mukaddes gecelerde el açan, Allah"a yalvaran yürekler işitir gün
gelmez, gece gitmez sancıları, karanlıkları, ayrılıkları, yalnızlıkları, ey!
Benim vefasız, acımasız yalnızlığım