Radikal Söylemlerde Kullanılan Cihad ‘ın Kur"an"daki Anlamı (2)

Hz. Muhammed(a.v)"in vefatından sonra Müslümanlar kısa sürede kendilerini hilafet, saltanat çatışması altında buldular ve radikal gruplar arasında kabilecilik fanatizmi kök saldı. İslam"ın sulhu, barışı ısrarla telkin etmesine rağmen, Kur"an"da zikredilen cihadın çatışma ve şiddet bağlamında yorumlanması ve uygulanmasıyla Müslümanlar karşıkarşıya kaldılar. Tüm bunlar zaman içinde bir Arap devleti adına değil de bir İslam devleti adına yapıldığı imajı zihinlerde yaratıldı. Dinin temel ilkelerine ters düşen ideolojiler bir İslam yaşam biçimi olarak takdim edildi. İslam"ın ilk üç yüzyılında cihadın klasik öğretisi, Müslüman hukukçular tarafından her şeyden önce Mekke deneyimini fesheden ve Kur"an"ın; "Onlarla hiçbir zulüm ve kargaşa (fitne) kalmayıp din yalnız Allah için olana kadar savaşın(2.193) gibi seçilmiş ayetleriyle İslam yorumlandı. Bu yorum bir yandan Abbasi halifeliğine diğer yandan ise, Bizans imparatorluğunun emperyalist siyasetine bir cevap olarak güçlendirildi. Klasik düşünürler dünyayı basitçe mekânların ikilemine bölen bir cihad öğretisi geliştirerek İslam bölgesine Daru"l-İslam ve savaş bölgesine Daru"l-Harb ismi verdiler. Bu savaşçı paradigmaya göre, savaşın kalıcı durumu yani cihad iki mekân arasındaki ilişkiyle tanımlanır. Müslüman olmayan bir bölgenin cihada engel olmaktan çıkmasının tek yolu ya Müslüman olmak ya da yıllık haraç/vergi (cizye) ödemekti. Klasik inanç, hatalı bir şekilde cihadı Müslüman bölgeleri genişleterek halifeliği yayan bir araç olarak düşündü. Cihadın bu tarz indirgemeci yorumu sonraki Müslüman hukuki düşüncede egemen hale geldi. (A.Rashied Omar, İslam ve Şiddet, Dini Araştırmalar, Tercüme: Y. Gökalp, Ankara, 2004, s.359)

Görüldüğü üzere hem Emevi hem Abbasi devri süresince yabancıların İslamileştirilmesi ve Araplaştırılması esnasında Kur"an eksenli sözcükler özellikle cihad sözcüğüne dini yayma, savaşma, din adına öldürme anlamı yüklendi. Kur"an asırlar boyunca ahlaki bir öğüt kitabı olmaktan çok hukukun öncül kaynağı olarak takdim edildi. Kur"ani ayetler kâh uydurma hadislerle kâh kıyaslarla çatışma ve şiddet uygulamasına uygun düşecek bir biçimde yorumlandı. Bu da akabinde klasik tefsir ilmini etkiledi. Tefsir kitaplarında yer alan rivayetlerin büyük bir bölümü senet bakımından herhangi bir kesinliğe sahip olmadıkları ve büyük bir bölümünün de anlam bakımından pek bir açıklığa sahip olmadığı görülür. Kur"an"da meselelere açıklık getiren ayetlerin hepsi konu konu inmemiştir. Herhangi bir konuyla ilgili olarak birkaç ayet nazıl olmuş, derken karşılaşılan yeni olaylarla birlikte yeni ayetler nazıl olmuş ve böylece daha önceki ayetler tamamlanmışlardır. Kuran"ın birçok ayetinin sahih bir şekilde anlaşılabilmesinin yollarından biri, tarihi tahkik, tarihi inceleme ve ayetlerin nazil olduğu şartlara tarih aracılığıyla uzanmaktır. Kuran"ın ayetlerinin en doğru anlaşılması bu ayetlerin nazil olduğu sahneleri bilmekle mümkün olur. O asırda yaşadığı halde o sahnede mevcut olmayan, başka sahnelerde yaşamını sürdüren insanlarla, daha sonraki asırlarda dünyaya gelenlerin böyle bir mevcut oluşu sağlamak için hangi vesilelerden yararlanması gerekmektedir? Hiç kuşkusuz tarihi inceleme vesilesinden. İslam"ın herhangi bir konu hakkındaki görüşünü bilmek istersek Kuran"ın konuyla ilgili bütün ayetlerini bir araya getirip onları iniş sıralarına göre göz önünde bulundurarak tarihe uygun bir şekilde tertip etmemiz gerekmektedir ki İslam"ın o konuya ilişkin nihai görüşünü öğrenebilelim. Kur"an"ın her zaman ve mekâna hitap etme özelliği onun daha derin ve daha dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektirir. Kendi içimizde yarattığımız karmaşayı, sürtüşmeyi Kuran"a uygun düşsün düşmesin sırf kendi görüşümüze göre Kuran"ı tefsir etme son derece karmaşık dini bir oluşum meydana getirir. Eğer görüşler yani iddia edilen anlam ve çıkarım, ayetin lafız, kelime ve ibareleri ile direk irtibatlıysa ve bu durumu açık bir şekilde görebiliyorsak, bunu Kuran"la ilgili bir durum olarak kabul etmeliyiz; eğer aksine bir durum söz konusuysa asla kabul etmemeliyiz.

Sonuç

Dinler insanları bölmek, birbirlerine düşürmek için gelmemişlerdir. Din, insanların barış ve huzur içerisinde yaşamalarını amaç edinen bir olgudur. Din, yapısı gereği radikalizmi teşvik edici değil engelleyici bir unsurdur. Çünkü Allah gerçekten bize gönderdiği dinde aşırılığı istememektedir. Radikalizmi yüreklendiren, coşturan, umutlandıran, kamçılayan, dinsel metinleri yeniden ele almanın zamanı gelmiştir. Kur"an okuyan herkes, onun siyasi oluşumun ya da yönetme biçiminin prensipleri üzerinde hiçbir değerlendirme yapmadığını kabul etmek zorunda kalacaktır. Ve yine Kur"an hukuki yasaların nelerden meydana geldiği üzerinde de hiçbir şey söylemez. İçine aldığı yegâne yasalar çok evlilik, boşanma, kölelik ve yakın akrabaların miras hakları gibi yükümlerdir.

Hz. Peygamberin söylediği şu sözler konumuz açısından oldukça önemlidir: "Bela zamanlarında oklarınızı ve yaylarınızı kırın. Gerçek bir mümin siyasi ya da dini bir fitne ile iştigal etmez. Fitne küfre, günaha, kötülüğe, ahlaki ve sosyal karmaşanın ortaya çıkmasına yol açabilir. Fitne iki biçimde gözükebilir biri: bireyde içsel, diğeri ise toplumda dışsal olabilir".  Cihad: İnsanın  kendini geliştirme isteğini, ıslah çabasını, yüce bir amaç için mücadeleyi, çabalamayı, gayret etmeyi, kötülüğe, teröre, kin ve nefrete teslim olmamayı temel esas edinir.


M. KEMAL ATİK

5.02.2013 00:00:00


KSÜ Kampüs Kablosuz Ağ Altyapısı Genişletildi

Goalball’da Gümüş Zafer

Ampute Futbol Türkiye Kupası Finali Kahramanmaraş’ta!

Göreve atanmasının 113. gününde, 113 partiliyle birlikte Ankara’ya ziyaret

Kahramanmaraş’ın talepleri tek tek Ankara gündeminde

TYB Kahramanmaraş Şubesi tarafından “Batılılaşma İhaneti’ni Yeniden Okumak” Programı Düzenledi

Kahramanmaraş’ın ilk elektrikli otobüslerinin sevkiyatı başladı

İş İnsanı Mesut Şahinkanat’a Anlamlı Plaket

Büyükşehir, Melek’in En Büyük Hayalini Gerçekleştirdi

Milli Savunma Bakanlığı, Onikişubat Belediyesi’nin dünyanın en büyük Türk Bayrağı’nı uzaydan görüntüledi

Onikişubat Belediyesi’nin Kahramanlık Türküleriyle Cumhuriyet Konseri’ne yoğun ilgi

Cumhuriyet Yürüyüşü’nde Kahramanmaraş Tek Yürek Oldu

Gül’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı

Cumhuriyetin 102. Yılına Özel Konser KSÜ’de Gerçekleştirildi

Güreşin Kalbi Kahramanmaraş’ta Attı

TGGF Başkan Vekili Şahin Hopur’dan Milli Takıma Moral Ziyareti

Dulkadi̇roğlu Beledi̇yesi̇ ve Ti̇caret İl Müdürlüğünden Ortak Deneti̇m