Neslimiz nereye gidiyor? Amacı
ve gayesi olmayan, hedefsiz kurşunlar gibi yetişen bir nesil! Sözlerinde ki
yetersizlik ve savurganlık her kelimelerinde hissedilir olmuş; gelişimden uzak,
internet ve televizyon çocukları
Son günlerde bana yeni
nesilden yakınan kaçıncı insandı; son konuştuğum öğretmen bilemiyorum.
"gayesiz bunlar, yeni eğitim sistemi öğrenci odaklı olduğundan, karışamıyoruz,
kendi kendilerine büyüyorlar, kızmak yasak, hatta ve hatta sesimizi biraz
yüksek tutsak soruşturmaya tabi tutuluyoruz"". Doğrusu bizler hocalarımızın
gölgesine basmaya korkaktık. Gözümüzde öğretmenlerimizin bir heybeti bir
ağırlığı olurdu. Üç hocamız sertse ikisi yumuşak huylu olur dengeyi bulurduk.
Yani kıvamında pişirdiler bizleri. Belki bu yüzden belki de aile yapımızın
katılığındandır, saygısızlık ile tanışmadık. İnsanlar arasında hürmet gördük
hürmet gösterdik. Peki, yeni neslimiz nasıl? Tanıyamıyorum
Sanki başka bir
toplumdan ithal edilmişler gibi
Herkes okuyor, herkes mühendis olacak, doktor
olacak, öğretmen olacak, tamam da, peki indir bindir işlerini kim yapacak? Yani
bu milletin hamala da ihtiyacı var, çöpçüye de, marangoza da
İnanır mısınız,
KALİFİYE ELEMAN BULAMIYORUZ. Birileri şu mantığı anlasın "devlet okuttuğu
herkesi memur olarak almak zorunda değildir ki alamaz da, ki dünyanın hiçbir
ülkesinde böyle bir sistem yok.""
Eğitim sisteminde çökme
yaşanırken aileler içinde de çekirdekleşme yaşanıyor. Çatı aileler bitiyor,
daha bireysel aileler oluşuyor. Anne-Baba ile çocuğu arasında iletişim problemi
yaşanıyor. Bununla beraber aileler konuşmaktan acizleşmeye başlıyor. Saatlerce
televizyon karşısında çaylar içiliyor, televizyondakiler konuşuyor anne-baba
dinliyor; çocuklar ise internet denen, derin, karanlık, belirsiz çukurun içinde
kayboluyorlar. İletişimsizlik kaynaklanan derin yaralar açılıyor
Birbirini
bilmeyen anlamayan aileler çıkıyor; Doğal olarak da küçük olaylardan aileler
yıkılıyor, ele avuca sığmaz sebeplerden şiddet ve kavgalar çıkıyor. Anadolu
aile yapısı da, yaşam şeklide, bakış açısı da tükeniyor
Gayesiz bir nesle, kanları
pahasına alınmış bu ülkenin değerini anlatmayı öyle canı gönülden isterdim ki
Belki de anlatacak kadar ben bile bilmiyorum. Ama bu ülkeyi de ülkemin
insanlarını da çok seviyorum. Gençlerimize gayeler aşılayamazsak, birileri
yanlış fikirleri ve hedefleri (uyuşturucu bağımlılığı, ahlaki yozlaşmayı,
hırsızlığı ve kolay para kazanmayı
v.s.) aşılayacaktır. Dava adamı olmasalar
da davanın destekçisi olmalarını sağlarsak, davamızı da bu ülkeyi YENİDEN
OSMANLI yapmak şeklinde sunamazsak, tıkanmaya ve yok olmaya mahkûm bir millet
oluruz. Sakın bana imkansız bir hedef, gaye demeyin. YAVUZ SULTAN SELİM HAN
DÜNYA HARİTASINA BAKTIĞINDA " "Bir hükümdar için eh, neyse! Ama iki hükümdar için az!" diyerek,
haritayı atının ayaklarının altına attı. Ve atını şaha kaldırdı."" Biz böylesi
bir kanı taşırken dünyaya hükmetmeyi hayal etmişiz az mı?...