Ülkemiz kimilerine göre cadı kazanına dönmüş ha bire kaynıyor. Kimilerine göre de Cennet-i Ala"dan bir köşe… Ötekileştirmeyelim derken büyük kitle birbirinden olabildiğince uzaklaştırılıyor. Kendi fildişi kulene çekilir, üç maymunu oynuyorsanız her şey aliyyülâlâ… Bunu yapmak da çok zor. Bu ülkede yaşıyorsun, bu onurlu milletin çocuğusun, olana bitene nasıl kayıtsız kalırsın?

O kadar hızlı gündemler değiştiriliyor ki, birinin özünü kavramadan, doğrusunu eğrisini bilmeden bir başkası ülkenin gündemine taşınıyor. Bunlarla toplumumuz gözü bağlı sorguya götürülen insan konumuna sokuluyor. Bin bir kaygı ile yaşamaya mahkûm oluyor.

Bit tarafta, akıbeti meçhul, Suriye açmazının içinde sürükleniyoruz. Bir diğer tarafta mezarı açılan Turgut Özal"ın bir suikasta kurban edilip edilmediği araştırılıyor. Basında bin bir çeşit otopsi raporu… Aralarında gerekli sağlanan konsensüse rağmen yerel seçimlerin 6 ay erkene alınmasına ilişkin anayasa değişikliğinin TBMM"sinde gerekli çoğunluğun sağlanmaması ve kadük çıkan yasanın cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi.28 MART sürecine ilişkin meclis araştırma komisyonunda dinlenen eski liderlerin kafa karıştıran açıklamaları.12 Eylül anayasasının değiştirilmesine ilişkin geçen onca zamana rağmen, daha çalışmakların başında kilitlenmesi ve umutların kayboluşu…29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları etkinliklerinden; CHP"nin eski TBMM önünden Anıtkabir"e yürüyüşüne polis engelinin kaldırılmasına ilişkin, yetki paylaşımı polemiğinin yaşanmış olması… Çeşitli cezaevlerinde ölüm orucu tutan 700 aşkın insanın akıbetinin ne olacağı paradoksu. Yine çeşitli kentlerde BDP"lilerin başını çektiği ölüm oruçlarına destek illegal gösterilerin polisle çatışmaya dönüşmesi. Yine bu ölüm oruçlarına ilişkin illegal gösterilerin ünüversitelerimize sıçramış olması 12 Eylül öncesi öğrenci çatışmalarını akla getiriyor. Eli kanlı gizli tanık Şemdin Şakık ne hikmetse kendini açığa vurdu. Kafaları karıştıran ifadeleri, bir tutuklunun bu denli açıklamalarının basına nasıl yansıdığı bilmecesi nasıl bir tuluat oyunu?  İç karartan, moral bozan olayları say, say biteceği yok… Bu arada PKK olabildiğince kanlı eylemlerine devam ediyor. Son olarak TBMM gündemine gelen Kahramanmaraş"ta dâhil, büyükkent yasası görüşmelerinde yaşanan tirajı komiği seyretmeyenimiz yoktur, sanıyorum. Çünkü konu kentimizi alakadar ediyor… Onun da sonucunun ne olacağı insanı kaygılandırıyor.

İşte böyle bir karamsarlık içinde boğulduğumuz noktada 07.12.2012 günü Necip Fazıl Kültür Merkezinde Sayın Mehmet Temizdemir"in fotoğraf sergisi o ortamdan bizi çekti aldı. Kahramanmaraş"ın doğa zenginliklerinin özgür ve temiz havasını ciğerlerimizde hissettik. Mehmet Temizdemir bize nasıl bir zenginliğe sahip olduğumuzun farkına vardırdı. Bir süreliğine de olsa bizim içimizi aydınlattı. Muhalif, muvafık insanlar aynı havayı solumanın hazzını yaşadılar. Özellikle AKP il başkanı Fatih Erkoç Bey ve MHP il başkanı Mustafa Pastırmacı beyin bir arada oluşu bir eksikliğin telafisi gibiydi. Bu güne değin kentimizde çeşitli sosyal etkinlikler ve hizmetlerin açılışları oluyor. Haberlerdeki resim karelerinde hep iktidarın belli simalarını görüyorsun. Ne CHP"den, ne MHP"den ne de BP"den insanlar yok… Çağrılı mı değiller, yoksa tepki babında mı yoklar? Anlamak mümkün olmuyor. Sergide gözlediğimiz farklı siyasi kimlikteki insanların varlığı, mükemmeliyetçi insan Mehmet Temizdemir beyin şümullü düşüncelerinin eseridir. Kimseyi hayatından soyutlamamış bir insan. Onlar da  uygar bir davranış  sergilemişler  ve bu davete icabet etmişler.Bu  tabloyu ilgililerin  göz ardı  etmemesi gereği bu sergi vesilesiyle vurgulanmış oldu.

Sayın Mehmet Temizdemir; eline, fikrine, zikrine sağlık. Verdiğin mesaj için yürekten teşekkür ederim.