Gerçeklerden korkanlara bir iyilik yapmak isteyen
hayırsever, insaf sahibi insanlar varsa eğer, her şey dağılmadan, insanlık
elden gitmeden yapacakları iyiliği bir an önce yapmalarında zaruret vardır.
Zamanı geçtikten sonra yapılanlar sadra şifa olmaktan çıkmış olur.
Yalan ve riyanın pis kokusunun ulaşmadığı yer nerede ki
kalmadığı gibi, pisliğinin bulaşmayacağı yer de nerede ki kalmayacaktır. Bir
davranışın iğrençliği nisbetinde sakındırılması da o derecede şiddetlidir.
Yalan ve riya, yani ikiyüzlülük, yani çirkin huyluluk, yani iğrenç
davranışlarla ilgili ayet ve hadisleri halen bilmeyen, en azından duymayan
kimsenin bulunduğuna ihtimal vermenin şu devirde mümkinatı yoktur. Ne korkunç
bir hâl ki; bu illete yakasını kaptıranların birçokları bilebile veya haberdar
oldukları halde bu işi yapmaktadırlar! Bu vahim durum karşısında cesareti olan
varsa güle, güle korkmasınlar diyemeyeceğim çünkü bu pislik sâri yani bulaşıcı
hastalıktan bin beter bir illettir, zararı herkesi kuşatır da farkında olan
bile bulunmaz, maazallah!
Bu sözlerden yarası olanlar yarası nispetinde varsın
gocunsunlar, idare-i maslahatçılık yapmaktansa bazen can sıkmak iyidir,
iyiliktir. Zaten Yüce Makam katında sorumluluktan hiç değilse böylece kurtulmuş
olmak için bunları yazıp duruyoruz. Biz de biliriz günü gün etmenin, herkese
mavi boncuk dağıtmanın ne demek olduğunu, ancak ikiyüzlülüğün de ne demek
olduğunu biliriz!
Her taraf vıcık, vıcık oldu, bu nasıl bir zevksizlik, ne
vurdumduymazlık ise; kimsenin kimseye söyleyecek bir sözü de mi kalmadı,
kimsenin kimseye merhameti mi kalmadı? Yapılan işlerin birçoğunda, men edilen
bu davranışların sırıtan yüzü alenen görüldüğü halde, ?Artık işler böyle
oluyor!? diye görüp geçilmeye başlandı. Aslında bu gidişattan başta
yöneticiler, ilim adamları, neyin kastedildiğine anlam veremediğim kanaat
önderleri(!) herkesten önce rahatsızlıklarını belli etmeleri gerekmez miydi?
Bu yazıları okuyan herkesi bir kısım görmüşlüğüm ve
şahitliğimle temin ederim ki; yanlış olduğu kabul edilen tutum ve davranışların
çoğu yüz yüze tepki almazken kapalı kapılar ardında kıyasıya eleştirilmekte ve
kınanmaktadır. Bu tür davranışlar da riyanın görünmeyen bir başka iğrenç çehresidir.
Bir müddet sonra belki bu da bitecek, her şey tamamen olağan görülmeye
başlanacaktır!
Sadece, afişlere yazılan kocaman yüzde rakamlarının hemen
dibine küçücük harflerle yazılan ???a varan ? ifadesi geldiğimiz bu vahim
durumu anlatmaya yeterli olacaktır. Sömürünün baş patronu kapitalist ekonomi
taraftarlarının bu hilesine karşı toplumu korumakla görevli olanların, bu
görevlerini bile yerine getiremediklerinin somut bir göstergesidir bu. Bu
ortamda nefes alıp verenler bu kirli havadan nasıl etkilenmeyeceklerdir şimdi?
İşin en berbat tarafı ise arkadan gelen nesle kötü bir miras bırakılıyor
olmasıdır.
İş bununla sınırlı değildir elbette; yalan ve riyanın
kirletmediği alanı bulmak o kadar zorlaştı ki, itiraz ve ikazda bulunabilecek
olanlar da artık tehdit sahasına girmiş bulunmaktadır. Yani açıkçası kocaman
toplumlar bir avuç arsızın kuşatması altındadır. Bu yüzden kimsenin neredeki
birbirine güveni kalmamıştır/kalmayacaktır.
Her ne pahasına olursa olsun, çetrefil bir ortamda hak ve doğruyu savunmak bile büyük erdemliliktir, onurluluktur. Yanlışa ve haksızlığa pabuç bırakacak kadar bu toplumun gücünü kaybettiğine inanmıyorum, en azından inanmak istemiyorum!