Oğuz PAKÖZ?den Yeni Bir Kitap ?BOMBALAR ÖLDÜRMEZ SEVGİYİ?
Kahramanmaraş?ın kültür ve edebiyatına büyük katkısı olan ve son on yılda kesintisiz yayınlanan ALKIŞ dergisini çıkaran Oğuz PAKÖZ, Ocak ayı içerisinde beşinci kitabı olan Bombalar Öldürmez Sevgiyi adlı öykü kitabını yayınladı. Türk edebiyatında öykü, diğer türlere nispeten daha geridir. Esasen şiir, roman, bilimsel ve kültürel konularda eser veren sanatçıların öykücülüğe şöyle bir değinip geçmelerinden kaynaklanan bir kısırlık söz konusudur. Belki edebiyatla uğraşan sanatçılarımızın birçoğunun yayınlanmış veya yayınlanmamış birkaç öyküsü vardır. Kitaplaştıracak kadar çoğaltmayı veya sadece öykü dalına özgün eser vermeye uğraşanlar ise çok azdır. Alkış dergisinde şiir, deneme, gezi, belgesel, biyografi ve tarihi konularda yazılarından tanıdığımız Oğuz PAKÖZ, bu kitabı ile Kahramanmaraş?ta öykü dalında eser veren nadir yazarlarımız arasında da yerini almıştır.
Kitapta, klasik türde ve kendi özgün anlayışıyla kaleme aldığı yaşanmış olaylarda, insanı ve toplumu incelemiştir. Duru Türkçenin hakim olduğu öykülerinde, yerel dilden yararlanmayı da ihmal etmediğini görmekteyiz. Kitaba aldığı on iki öykü, hassas bir denge gözetilerek, titizlikle seçildiği veya öyle rast geldiği kanaatine vardım. İki öykünün Rodop-Filibe göçmenleri arasında, bir öykü?nün Irak-Kerkük bölgesindeki Türkler arasında geçmesi, hem yazarın kültür zenginliği hem de geniş Türkiye etkili kültür sahasını göstermesi açısından, son derece anlamlı buldum.
Öyküler bizi bize anlatan, bizi başkalarına anlatan, başkalarını bize anlatan sanat dalıdır. Toplumun geçmişiyle geleceği arasındaki bağlantıyı sağlıklı bir şekilde koruyan gerçekleri taşırlar. Türk kültüründeki bilgi fakirliğinin temelinde de yazılı kaynaklarımızın azlığı yer alır. Toplumun zenginleşmesi, gelişmesi ve düşünce olgunluğuna kavuşması, doğru düşünce üretebilmesi için kültürün çok iyi özümsenmesi gerekir.
Öykülerde olaylar çok iyi fotoğraflanmış, okuyucu mesajını alırken hiç zorlanmayacak ve sıkılmayacaktır. Yukarda bahsettiğimiz temiz ve akıcı Türkçe ile kolayca okuyacaktır bu kitabı.
Hemen hemen bütün öykülerde görülen yerel dil sıkıcılığı, bu kitapta hiç hissedilmiyor. Yerel dillerin Türkçeyi bozma korkusunu ise hiç yaşamıyor, bilakis dilin zenginliği hissiniz artıyor. Bunu, kitabın bütününde göze çarpan ve başarılı olan en belirgin özelliği olarak gördüm. Şu satırlara bir bakalım(Helva Ekmek, Sh.16)
-Ana kız. Kız ana. Çarşı ekmeğiyle helva yemek ne de güzel oluyor, deyiverdi.
-Yok ana, bildiğin gibi değil. Ben kentte senin verdiğin teh dürümünden başka bir şey yemedim. Ama ne yalan söyleyeyim, Umsuluk Orhan?ı helva ekmek yerken gördüm Sen de bir görmeliydin ana. Orhan emmi helva ekmek yerken mutluluktan uçar gibi idi.
Oğuz Paköz, önceki yayınlanmış eserlerinde olduğu gibi, şahıs isimlerine verdiği özel ilgiyi bu eserinde de korumuş. Ancak, kitaptaki on iki parçadan biri olan ?Fokurda Nargilem?adlı öyküde, kahramanın isminin değiştirilmesini, öykünün amacına aykırı buldum. Kurtuluş şehitlerimizden Mıllış Nuri, Maraş?ın kurtuluş zaferinde ismini abideleştiren ve ruhunu şehitler safına yazdıran genç bir yiğidimizdir. Bu insanlarımızın ismini yaşatmak ve ebedileştirmekse, yine bu tür öykülerle ve gerçek ismiyle olur kanaatindeyim.
Mıllış Nuri, (Öyküde:Işık) şimdiye kadar hep savaşta gösterdiği başarılarla anılmıştır. Onu, Yurdun düşmandan kurtarılması ve bağımsızlık için canını feda edişi ile tanırız. Oğuz PAKÖZ?ün öyküsünde ise, kabadayılığının, gençliğinin, delişmenliğinin yanında, bir evlat, bir sevgili, bir insan olduğu vurgulanmış. Gönlü sevda ve aşk dolu bir gencin bütün hayallerini bir tarafa bırakıp, önce özgürlük deyişini, bükülmez bileğinin büyüsüne kapılmayıp, bir çocuk uysallığı ile savaş erkanının emrine girişini, ölüm anında dahi bilincini ulusa ve yurduna yollamasını, nihayet savaşın acımasızlığını ve gerçek yüzünü göstermeye çalışmış, yer yer şiirle de anlatılan, gerçeklere dayalı kuramsal bir öykü. Çok beğendim.
Körün Gördüğü, Helva Ekmek, Simitgöl?ün Konukları, Bombalar Öldürmez Sevgiyi adlı öyküleri, Fokurda Nargilem gibi okuyucuyu zirvede tutan birer kültürel zenginlik olarak gördüm. Zevkle okunacak bir öykü kitabı? Kutluyorum.