Cahilliğin sadece bilgisizlik olduğunu söylersek yanılmış oluruz. Asıl cahillik gerekli yerde gereksiz bilgiyle donatılı olmaktır. Türkiye?de yıllarca nükleer enerji mühendisleri İTÜ?den mezun olup, hırdavatçılıkla, konfeksiyonculukla ya da benzer işlerle hayatlarını kazanmaya çalıştılar. Kitaplar dolusu bilgiyle yüklü beyinler, mezun olunca, cahillik yaşamaya mahkûm edildiler. İstanbul?da sevdiğim bir zat (nükleer enerji mühendisi) anlatıyor ??nükleer enerji mühendisliğinden mezun olduğumda Türkiye, atomu liselerde okutuyor, öğretiyor ama içindeki enerjiyi ABD, Fansa ya da diğer nükleer enerji santrali sahibi olan ülkeler kullanıyordu.??diyor. Ülkenin petrole 15 yıl içinde vereceği paranın 450 milyar dolar (kaynak: TPPD) olacağı var sayılırsa cahilliğimizin nasılda bize pahalıya mal olduğunu görmüş oluruz.
Yanı başımızda Ermenistan bile enerji ihtiyacının %31 ini nükleer tesislerden elde ediyor. Hem de Sovyet Rusya?dan kalma antika değerindeki santrallerden. Van gölünün altı tamamen URANYUM yatağıyla doluyken, mühendislerimiz varken, geniş santral arazilerimiz mevcutken ve de enerji ihtiyacımız her geçen gün artarken biz hala neyi bekliyoruz ya da niye karşı çıkıyoruz. ABD?de 104, Fransa?da 59, Japonya?da 55, Rusya?da 31, İngiltere?de 23, Kore?de 20, Kanada?da 18, Almanya?da 17, Hindistan?da 15, Ukrayna?da 15, İsveç?te 10, Çin?de 9, İspanya?da 9, Belçika?da 7, Slovakya?da 6, Çek Cumhuriyet?inde 6, İsviçre?de 5, Bulgaristan?da 4, Finlandiya?da 4, Macaristan?da 4, Arjantin?de 2, Brezilya?da 2, Meksika?da 2, Pakistan?da 2, Güney Afrika?da 2, Ermenistan?da 1, Litvanya?da 1, Romanya?da 1, Slovenya?da 1, Hollanda?da 1 nükleer enerji santrali aktif kullanılıyor. Biz bu ülkelerin hepsinden de mi geriyiz ki? Nükleer enerjiye karşı çıkanlar, nükleer enerjiden en çok yararlanan ülkeler değil mi?
Enerjide Dışa bağımlı olmak, ülkenin milli menfaatlerine zarar verdiği gibi, ekonomik özgürlüğümüzü de zedelemektedir. İran?da olası bir savaş çıksa, Rusya ile aramızda kriz oluşsa nasıl bir tepki verebilme gücümüz var? Bir bebeğin annesine kızıp da, geri sarılması gibi davranabiliriz. Çünkü Güçlü annedir, süt ondadır ve bunu çocuk çok iyi bilir. Bizde, enerjimiz bu ülkelerden geldiği için bağımlı olduğumuzu kabul ederek her zaman geri adım atmıyor muyuz? En basiti, Suriye konusunda ne Rusya?ya ne İran?a net bir tavır ortaya koyabiliyormuyuz?
Hidroelektrik santralleri işlenebilir milyarlarca metre kare toprağımızı yedi. İklimsel değişimlere ve doğal sürece zarar verdi. Enerjimizi karşılayalım derken toprağımızı suya sattık. Bu durum nükleer enerjinin olası zararlarından çok mu ucuz sizce? Ya da Elbistan?da insanlar kanserden ölüyor, termik santraller havaya sülfür ve kükürt salıyor bumu ucuz?
Enerji şimdi ki savaşların ortak zeminini oluşturuyor. Bu savaşlarda ölenler bir litre petrol değerinde bile görünmüyor. İmalat sırasında biraz ıskarta olur. Örneğin Irak?ta iki milyon ıskarta oldu. Bu bakış açısı ABD?nin İngiltere?nin Fransa?nın bakış açısı. Sözün özü MÜSLÜMAN OLMAK değersiz olmaktır.
Bizler elimizde olan değerlerin kıymetini bilmez isek, yetiştirdiğimiz beyinleri yurt dışına kaptırırsak ya da cahilleştirirsek, ne enerji açığımız ne teknolojik yeterliliğimiz hiçbir zaman bitmez. ARGE?lerin önemi, profesyonel kişiler ile çalışmanın sağladığı farklılığı, yetişmiş beyinleri doğru yerde kullanmanın sağladığı yüksek katma değeri görmek için sadece şu örneği irdelemek isterim: 1000000 gr demir 1450 TL?dir; 1 gr ileri seviye teknolojik ürün (casus böcekleri gibi) 14500 TL?dir. Yurt dışına bir tır dolusu bor madeni yollayıp karşılığında
Cahillerimiz üniversitede yetişirken, Suriye?de bölünme rüzgarları eserken (son yazımda da olacakları tahmin etmiştim, öngörümün doğru çıkmasına sevindim.) siyasi taşlar sürekli yerinden oynarken, ülkemiz için daha cesur yatırımlar atmamız ve de çok çalışmamız gerekiyor. Sadece seyredersek trene bakmış oluruz. Osmanlının son döneminde yaşanan cahilliği, bir daha Allah bu millete yaşatmasın.
