Kahramanmaraş Dosyası 7
"Su Medeniyettir" adı altında, arkadaşların da desteği ile bir kitap hazırlamıştık ancak buna bir ilave yaparak "Yol ve Su Medeniyettir" demek gerektiğini galiba şimdi daha iyi anlıyorum.
İşin aslına bakılacak olursa vatandaş da medeniyeti bu
ölçülerde değerlendirmektedir.2014 yılı yerel seçimleri için aday adayı
olduğumda, Ulu Cami tarafından Belediye Çarşısı'na (Kapalı Çarşı) girerken
karşılaştığımız bir arkadaş, önce tebrik etti, hemen arkasından da:"Aday
olursanız ve kazanırsanız, bizim de dümdüz yollarımız olacak mı?" diye
sormuştu. Bir arkadaşım da;"Benim hanım; Sor bakalım, belediye başkanı olursa
düz yollar yapacak mı, ya da yolları düz hâle getirecek mi?' diyor."demişti.
Vatandaşlar, yol konusunda oldukça dertli olmaları yanında
şikâyetçi olmalarında da haklıdırlar. Onlar, çarpıklıkları, yanlışlıkları,
yapılması gerekenleri ve yapılmayanları çok iyi bildikleri halde onların adına
iş yapanlar onları dinlemiyorlar!
Yine aday adaylığı sürecinde "Bin Evler" diye adlandırılan
yeni yerleşim yerlerinde, eskiden yapılan hatalara rahmet okutacak yeni hatalar
yapıldığını, bazı muhtarlarımız ve vatandaşlarımız özellikle göstermişlerdi.
Ben de bizzat görmüş oldum. Kısa mesafeli, eğri büğrü yollardan, düz giderken
aniden insanın önüne çıkan yapılardan, istenilmediği kadarını görmek mümkündür.
Daha yeni açılan, ikinci şeridi henüz açılmamış olan Tekerek yolundan
Üniversite'ye bağlanan yolun başlangıcı sayılabilecek yerde bile zikzakların
bulunduğunu görünce bir kere daha hayal kırıklığına uğradım. Kentin imar
planını yapanlar hata yapmışlarsa, kimi taleplere gösterilen tadilat gayreti,
asıl kenti ilgilendiren benzer çarpıklıkların düzeltilmesinde gösterilmeli
değil miydi? Peki, neden yapılmadı? Cevabı olmayan bir soru!
İmar planı doğru ve düzgün şehirleşme için, tadilatlar ise
yanlışlıkları düzeltmek ve çarpıklıkları gidererek kenti güzelleştirmek ve kent
yaşamını kolaylaştırmak için yapılmalıdır. Şehir İmar Planları yapılırken,
olması gereken şekilde yapılmadığı veya bir kısım vatandaşın isteklerine göre
planlandığı, ya da çıkarlar elde etmek için açıktan ya da sinsice istekte
bulananların istekleri doğrultusunda sürekli tadilatlar yapıldığı için Maraş
tabiriyle "peh" denilecek bir kent yapılaşması olmamıştır. İki apartmanın
arasından geçen sokakların arterle kesişmesine bağlı olarak trafiğin karmaşaya
dönüşmesi, tâlî yollar sebebiyle kaldırımların her 30-40 metrede bir kesintiye
uğraması, yeni yerleşim yerleri olmasına rağmen inişli çıkışlı kaldırımların
oluşması, düz bir kaldırımın olmayışı, temeli bozuk bir yapılaşma ortaya
çıkarmıştır. Hiç değilse yeni yerleşim yeri düzenli ve planlı olsaydı!
Yine yeni yapılaşma bölgesinde olmasına rağmen Tekerek
yolundan Yeşilvadiye doğru giden yolun darlığı, kaldırımlarının ancak iki
kişinin yan yana yürüyebileceği genişlikte oluşu, bu çağın planlaması
olmamalıydı. "Sağlıklı yaşam için yürüyelim" sloganının kullanıldığı bir
ülkenin bu güzel kentinde, insanların doğru düzgün yürüyüş yapacakları bir
kaldırım veya yürüyüş yolunun olmaması yeni yapılanmaya yakışacak bir planlama
değildir.
Önceki bir bölümde Arasa Camii tarafındaki yolun yapısı
hakkında yazmıştım. Bugün o yoldan geçerken bir kere daha dikkatlice yola
baktım ve kentimiz ve halkımız adına üzüldüm ve iç geçirdim. Kaç yıl oldu
unuttum, yıllardan beri görevliler bıkmadan, usanmadan aynı yolda çalıştılar!
Ne kadar mesai harcanmış, emek verilmiş o yolun yapılması için acaba? Kısa
mesafede oluşturulan minyatür tepecikler ne ustalık gerektiren işler öyle! İçim
elvermedi bu araya bu cümleleri sıkıştırdım hemen.
Daha önce o yolun başlangıcı sayılan Şekerdere'den sonra
Yeraltı Çarşısı'nın batısından geçen kısmına kavis yaptıran binalar kamulaştırılmak
istenmiş ancak mülk sahipleri ile anlaşma sağlanamamıştı. O zaman Başkan Bey'e
de söylemiştim; o bölgedeki trafik sıkışıklığının kısmen de olsa çözüme
kavuşması için ilk adım olarak o binaların bir an önce kamulaştırılması
gerektiğini.Fakat fiyatta anlaşma
sağlanamadığını söylemişti Başkan.Halbuki bu tür işlerde bir miktar fazla ödeme
yapmanın, getirisi düşünüldüğü zaman ve göreceği iş açısından pahalı
sayılmayacağını da söylemiştim.
Sonraki dönemde ise eski otogarın satışından elde edilen paranın ne şekilde hizmet yatırımına dönüştürülebileceği konusunda Başkan Bey, üçerli gruplar halinde görüştüğü meclis üyelerinin düşüncelerini sormuştu. Bu hareketin sonucu hakkında bir şey söylemek istemiyorum ama bu davranış belediye tarihinde bir devrim niteliğinde idi. Dediğim gibi sonucunu tartışmıyorum. En son görüştüğü grup içerisinde en son benim görüştüğü kişi de ben oldum.Fikrimi sorduğunda Başkan Bey'e: "Şekerdere'deki Belediye Sosyal Tesisleri karşısındaki petrol istasyonundan itibaren Şazibey Camii'nin istikamet alınıp kıyı şeridi gibi bir gidiş yolu açılmasını, Kıbrıs Meydanı başlangıcından Ulu Cami istikametine de yine bir kıyı şeridi gibi dönüş yolu yapılmasını" önermiştim. Bu iki yol arasında kalan yapıların kaldırılarak Arasa Camii'nin ortaya çıkarılmasını ve orada kente nefes alacak büyük bir meydan yapılmasını da önerdikten sonra;"Şayet bunu yaparsanız, en az yüz yıl bu toplum sizden söz edecektir." diye de ilave etmiştim. Bunun yanında adına Tekke de denilen Yusuflar Mahallesi'ndeki ömrünü çoktan doldurmuş binaların kamulaştırılmasını, o bölgede ikamet edenlere böylece bir iyilik yapılmış olacağını ifade ettim. Ayrıca bölgede kentsel dönüşüm uygulaması ile villa tipi evlerin yapılarak satılmasını söyledim. Önerilen yolun açılmadığı gibi yapılan meydan da büyüklüğü itibarıyla çok da ferahlatıcı bir alan olmadı. Ben yetki alanımda ancak bunları yapabildim.