Aslında doğru bir yapılaşma için yasalar çok iyi etüt edilerek, üzerinde gereken tartışmalar yapıldıktan sonra yeniden yapılandırılmalıdır. Bir defa yasalar, herhangi bir tevile meydan verilmeyecek şekle getirilmeli ve kesinlikle bağlayıcı olmalıdır.
Şehir imarının çarpık yapılaşmasının en başında, imar tadilatlarına izin veren yasa maddelerinin esnekliğinden yararlanan yönetimlerin, kişisel inisiyatif kullanmaları ile bu konuda ya gerekli ehliyet ve deneyime sahip olmayan ya da hakkaniyet ölçülerini bilemeyen, adil davranamayan, kendi iradesine saygılı olamayan bazı Meclis Üyelerinin inisiyatifine terk edilmiş olması gelmektedir. Bu konuda inisiyatifin merkezî yönetimde olduğu zamanlarda merkez, belediyelere devredilen yetki kullanımı iznin arkasından da belediyeler mazur görülemeyecek çok ciddi hatalar yapmışlardır.
Gönlünde kentine karşı sevgisi olan ve sorumluluk duygusu taşıyan, sayıları gittikçe azalan kişilerin şehir imar uygulamasından büyük rahatsızlık duyduklarını, bulunduğum her ortamda dinlemekteyim. Bu serzeniş, şikâyet ve eleştirilerde bulunanlar, belki geçmişte benim yönetimde bulunmamdan ve bu konudaki tutum ve davranışlarımdan dolayı daha rahat hareket etmektedirler. Bu konuda açıktan olmasa da gizliden gizliye geçmişten bugüne çok ciddi rahatsızlıkların yaşandığı bir gerçektir. Anlatılanlara bakılırsa, imar tadilatlarında yapılan yanlışlıkların hiç unutulmadığı hatta kamuoyunun hafızasına kazınmış olduğu görülmektedir. Bu konuda konuşanların, her ortamda verdikleri örnekler bunu göstermektedir. Ben şahsen, yeni yapılanma bölgesinde yani Yeni Kahramanmaraş denilebilecek bölgede yapılan imar hatalarını bilmeyen veya örnek göstererek şikâyette bulunmayan hemen hiçbir kimse görmedim. Görüntüye bakıldığında ve şikâyetler dinlenildiğinde insan ;"Bu kadar da olur mu?" demekten kendisini alamıyor maalesef!
Yeşil alan olarak imara işlenmiş bir yerin yeşil alan olmaktan çıkarılabilmesi için o yeşil alan kadar yeşil alan olmayan bir alanın, yeşil alan olarak imara işlenmesi yasal bir zorunluluktur, aksi halde böyle bir işlemde bulunmak mümkün değildir. Yeşil alan üzerinde değişim yapıldığına dair bir söz duyduğumda, yasal olarak böyle bir uygulamanın mümkün olamadığını söylememe rağmen farklı işlemlerin yapıldığına, orman alanı içerisinde dizayn edilen piknik alanlarının, kent yeşil alanı olarak gösterildiğine dair o kadar çok sözler söylenmektedir ki doğru olmasa ve sadece bir duyum olsa bile bu konuşulanlar, işin ayağa düştüğünü göstermektedir.
Bütün söylenilenler bir tarafa, yeni Kahramanmaraş bölgesindeki imar bozuklukları, geçmişten beri uygulananların bir mirası olarak kentin sırtına bir kambur gibi bindirilmiştir, bundan sonrası ya çok masraflı bir iştir ya da düzeltilmesi mümkün değildir. Koca bir kent ve büyük bir servet maalesef yok edilmiştir. Bu yıllardan bu yana süregelen bir kabahattir.
Rahmetli Turgut Cansever, belediyenin davetlisi olarak Kahramanmaraş'a gelmişti. O zaman ben belediye meclis üyesi idim, rahmetli hocanın ilimizde olduğunu ve o akşam Belediye Sosyal Tesisleri Binası üçüncü katında konferans vereceğini Belediye Başkanından duymuştum. O zamanlarda, kentimizde bulunan Kültür Merkezi binasının biri hizmet vermiyor, biri de inşaatı tamamlanmamış durumda idi. O yüzden bu tür toplantı ve faaliyetler daha çok Sosyal Tesislerin üçüncü katında yapılırdı.
Akşam konferansa gittim ve dikkatle de dinledim. Şehirciliğin duayeni olarak bilinen Turgut Cansever hoca, şehir yapılanması konusunu anlatırken, bir ara ilimiz merkezinde o zamana göre yeni sayılabilecek binaların çarpıklığından ve yanlış yapılanmış olduğundan söz etmişti. Konu ile ilgili olarak da ;"Ben öğretmenevinde kalıyorum. Sabah, karşıdaki binaları görünce çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Daha yeni yapıldığı belli olan o binaların hâli nedir öyle? Binaların caddeye bakan yüzü nerede ki tamamen pencere yapılmış. Bu binanın içerisi nasıl kullanılacaktır? Üstelik, oralarda oturanlar, kışın ısınma sorunu yaşayacak, yazın da güneşin ısısından korunamayacaklardır!" gibisinden sözler etmişti. Çok önemli bir konuyu içeren konferans olmasına ve belediye tarafından organize edilmesine rağmen belediyeden hiçbir yetkilinin o programda bulunmayışı aslında her şeyi anlatmakta idi.
Aklın yolu birdir, daha yakın bir zamanda Edibe Sözen'in kentimize geldiğini ve Mehmet Âkif Kültür Merkezi'nde bir panele katıldığını ben iki gün önce (yazı tarihi 10.03.2015)öğrendim. Eğer konu şehircilikse ve bir neticeye varılmak isteniyorsa, âcizane bizim de belediyecilik ve şehircilik konusunda bir birikimimiz ve bugüne kadar bu kentte yapılamayanları yapmış olma gibi bir tarafımız vardır. Her ne hikmetse bu tür çalışmalardan hemen hiç haberimiz dahi olmamaktadır.
Sayın Edibe Sözen "Kahramanmaraş'ın gelişmemiş olduğunu görmekten dolayı hayal kırıklığı yaşadığını" ifade etmişler. Ben konuyu, bana anlatıldığı şekliyle anlatıyorum. Orada bulunan geçmişin yöneticileri Edibe Hanıma çok büyük ölçüde tepkide bulunmuşlar. O kadar tepki vermeye gerek var mıydı bilmem! Biz, toplum olarak genelde dinlemesini ve medeni bir şekilde tartışma işini henüz çözebilmiş değiliz. Bir defa şunu görmemiz gerekir ki; hangimiz olursak olalım, bulunduğumuz ortamda, etraftakiler veya karşıdaki kişi, yapılanlara ya da söylenenlere herhangi bir tepki vermiyorlarsa, bunun daha çok bir saygıdan olduğu nedense görülmez! Başka bir yönü ile genelde eleştiri ya linç edilmek için yapılır, ya da eleştirilere linç taktiği ile karşı savunmada bulunulur. O gün de, kentimizde misafir olarak bulunan hanımefendiye öyle davranılmış.
Şahsen ben de işin içerisine girmeden önce belki de o durumda sorumluluk taşımadığımız için Kahramanmaraş'a genelde yakıştırılan "Büyük Köy" benzetmesine doğrusu ciddi olarak içerlerdim. Ancak yukarıdan beri anlattığım çarpıklıkları bizzat gördükten sonra veya kısmî de olsa sorumluluk aldıktan sonra ve daha sonrasında, kentimizin gelişmişliği ile ilgili düşüncem ve kanaatim çok değişti. Yapılan yanlışlıklar eleştirilmediğinden biraz da bu kent bu hale gelmiştir maalesef! "Büyük bir köy" yakıştırması çok abartılı olur ama gelişmiş bir şehir olmadığı da gerçektir. Bunun sebebini de yukarıda zaten anlattım.
