Türk Parlamenterler Birliği
Genel Başkanı ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Nevzat Pakdil,
17 bin Suriyeli mültecilerin barındığı Kahramanmaraş'ta Çadır Kentte
incelemelerde bulundu.  
Çadır Kentte, Türkoğlu
Kaymakamı Tuncay Akkoyun'dan yapılan çalışmalar ve verilen hizmetler hakkında
bilgi alan Nevzat Pakdil, "Türkiye'de şu anda 300 binin üzerinde Suriyeli
mülteci bulunmaktadır. Her ne kadar mülteci diyorsak da Suriyeliler bizim
kardeşimizdir, onların sıkıntıları bizim sıkıntımızdır. Ümit ediyorum ki, bu
yıl kış gelmeden Suriye'deki olaylar biter ve bu insanlar evlerine, işlerine
geri döner" dedi.
Dünyanın Suriye'de olup
bitenleri bir film gibi izlediğini, çözüme yönelik adımlar atılmadığını,
Birleşmiş Milletlerin ve İnsan Hakları Örgütlerinin sessiz kalmasının kabul
edilebilir bir durum olmadığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel
Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, "Uluslararası denge diye
ifade edilen bir oyun sebebiyle Suriyeli kardeşlerimiz ölüyor. Güçler çatışması
sebebiyle Suriye'nin şehirleri, tarihi yok ediliyor. Silah tüccarları para
kazansın diye, mazlum insanların kanları akıtılıyor. Bu kan ve gözyaşı
sebebiyle Suriyeliler evlerini, işlerini, sevdiklerini geride bırakarak komşu
ülkelere sığınıyorlar. Şu anda Suriyeli sığınmacı diye andığımız, Suriye`deki
baskıdan, zulümden kaçarak ülkemize sığınanların sayısı, çadır kentlerde,
konteynır kentlerde yani kamplarda kalanların sayısı 200 bin kişiyi aşmıştır.
Bunların dışında şehirlerimizde yaşayan ve sayısını 100 bini aşan Suriyeli'nin
bulunduğu tahmin ediliyor. Sınır illerimizde birçok Suriyeli, Türkiye'deki
akrabalarının, tanıdıklarının yanında misafir olarak kalmaktadır" diye konuştu.
Suriye`den gelenlere Türkiye
olarak, açık kapı politikası izlediklerini, onların tüm sorunlarının çözümü
için mücadele ettiklerini ifade eden Nevzat Pakdil, "Uluslararası bir
sorumluluğu yerine getiriyoruz. Kardeşlik hukukumuzun verdiği görevlerimizi
yerine getiriyoruz. Komşumuzda öyle bir olay yaşanıyor ki, buna gözlerimizi
kapamamız mümkün değildir. Suriye'de devletin kendi vatandaşına uyguladığı bir
kıyım, bir vahşet var. Suriye'de süren iç savaştan kaçarak ülkemize gelen
kardeşlerimize elimizden gelen her desteği, her insani yardımı yapmaya gayret
ediyoruz. Uluslararası kuruluşlar, Türkiye'nin mültecilere karşı yapmış olduğu
organize yardımları takdirle karşılamaktadır. Kamplarımızda Suriyelilere sağlık
ve eğitim hizmeti de sunulmaktadır. Çocukların eğitimleri müfredatlarına uygun
bir şekilde devam etmektedir. Buradaki çocuklar hem kendi ana dillerinde, hem
de Türkçe eğitimlerini görüyorlar. Ana okul ve ilköğretimde eğitimlerine devam
ediyorlar. Burada görevliler tarafından kadınlara el işi kursları veriliyor. Bu
insanların rehabilitasyonları sağlanıyor. Devletimizin şefkatli elini diğer
kamplarda olduğu gibi bu kampta da gördük" dedi.
17 SIĞINMA KAMPI, 700 MİLYOR DOLAR MALİYET
Sadece Türkiye`nin 700 milyon
dolar maliyetle 17 sığınma kampı kurduğunu ve sığınmacılara sınırlarını
kapatmadığını ifade eden Pakdil, "Suriye'deki olayların devam etmesi ve bu
insanların evlerini barklarını bırakarak komşu ülkelere sığınması çok zor bir
durumdur.  2013 yılı itibariyle 3 milyon
500 bin Suriyeli sığınmacı konumuna düşmüştür. Bu insanlar için yapılabilecek
en güzel çalışma Suriye'de huzurun, barışın sağlanarak kendi vatanlarına gönderilmesidir.
Suriye'de barışın, huzurun bir an önce sağlanmasını temenni ediyorum" şeklinde
konuştu. Pakdil açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Kahramanmaraş'ta yaptığımız
incelemelerde çok güzel bir sosyal kamp gördük. Bütün çadırlara baktık.
Mültecilerin, sığınmacıların memnuniyetini gördük. Burada görev yapan, hizmet
veren bütün arkadaşlara canı gönülden teşekkür ediyoruz. Görevliler bu
insanlara özel ilgi gösteriyorlar. 
Sığınmacıların ihtiyaçları her anlamda gideriliyor. Bunlar takdire şayan
güzel şeylerdir. Ayrıca sığınmacılara Kahramanmaraş halkımızın
misafirperverliğini göstermesi de bizi son derece duygulandırdı. Buradaki yetim
yavruların başlarını okşamak, onlarla Türkçe ve Arapça olarak konuşmak da bizi
ziyadesi ile memnun etti. Başta Başbakanımıza, Hükümet yetkililerine,
Kızılay'ımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza, hayırsever işadamlarımıza ve
vatandaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum.  Tekrar ifade etmek gerekirse, bir an önce
Suriye'deki zulmün bitmesini, kardeşlerimizin huzur içinde memleketlerine
dönmesini ve birlik içerisinde yaşamalarını temenni ediyorum."(M. Serhat TOPALCA)
