Eğitimci-İlahiyatçı Rüstem Çetinkaya, ?Bir millet ve toplumun mükemmeliyeti aileden, eşlerin el ele verip kurdukları yuvadan başlamalı.? dedi.
Kahramanmaraş Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen ?Aile içi iletişim? konulu seminerde konuşan Çetinkaya, milli eğitimin çeşitli kademelerinde yer alan idarecilere mutlu bir evliliğe ulaşmanın yollarını anlattı. İnsanların aile kurmak için, hayatını cennete dönüştürebilmek için evlendiğini kaydeden Çetinkaya, şöyle konuştu:
?Aile kurmak iki insanın birlikte yaşaması, ya da birlikte bulunması demek değildir. Bu evliliktir. Aile kurmak yeni bir ilişki biçimi inşa etmektir, birlikte yaşama sanatına ulaşmaktır. Bugün evliliklerde hissedilen sıkıntıların temelinde aile olamamak yatmaktadır. Aile olmak, her çiftin bir gaye, amaç ve ideal ile mutluluğu kucaklamalarıdır.?
Bir evliliğin sağlıklı yürümemesi halinde eşlerin kendilerine, ?Biz evlendik ama bir aile inşa edebildik mi?? sorusunu yöneltmesi gerektiğini dile getiren Çetinkaya, bir milletin mükemmeliyete ulaşmasının ancak, eşlerin el ele vererek kurdukları mutlu bir yuvayla sağlanabileceğini işaret etti. ?Yuvada başarı umum hayatta başarının ilk merhalesidir ve bu merhalede sağlıklı bir izdivaca bağlıdır. Aile olmak yaradılışa uygun bir yaşam şeklidir.? diyen Çetinkaya, evliliği mutsuzlaştıran konuları ise şöyle sıraladı:
?Gerçek kişiliğimizi başta gösterememek, önce olduğu gibi kabul edip, sonra kendimize benzetmeye çalışmak. Karşılıklı diyalog ve anlayış eksikliği. Eşlerin kendi anne-babalarının etkileri altında kalmaları ve aşırı derecede kıskançlık göstermeleri. Dışarıda yaşadığımız problemleri eve yansıtmak. Eşlerin birbirinden çok şey beklemeleri, hatayı karşı tarafta aramak ve hatalıysa özür dilememekten, iletişimsizlikten, dolayı evlilikler mutsuzluğa dönüşüyor.?
Çetinkaya, mutlu bir aileliğin ise eşlerin birbirlerini anlamasıyla olabileceğini söyledi. Çiftlerin yılda bir kez tatile çıkmasını, günün sonunda eşlerin birbirleriyle sohbet etmesini tavsiye eden Çetinkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
?Deneyimlerinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı ve arzularınızı dostça ve rahatsız edilemeyeceğiniz bir ortamda paylaşabilirsiniz. Yalnız ikiniz bir yürüyüşe çıkabilirsiniz, yemeğe gidip birbirinize bakarak konuşabilirsiniz. Önemli günleri kesinlikle ihmal etmeyelim, eve gelirken arada bir çiçekle gelebilirsiniz, sıkıntılı zamanlarda mutlaka yanında olalım. Kriz zamanlarında fiziksel varlığınız ona verebileceğiniz en değerli armağandır. Ev işlerinde yardımcı olalım, empatik davranalım, olumlu davranışları taktir edelim.?
Çetinkaya, ilgi ile dinlenen seminerin son bölümünde anne-çocuk ve baba-çocuk ilişkilerine yer vererek katılımcıların sorularını cevaplandırdı.(İHA)
