Sene 1989 Lise bitti Üniversite sınavlarına giriyorum. 1990"da Ankara Hacettepe Üniversitesi Ev İdaresi Aile Ekonomisi Bölümü (Lisans eğitimi veren) kazandım.
İlgili bölüm Üniversite sınavında "SOSYAL PUANI" ile öğrenci alıyor. Ama ilk yıl tamamen "FEN VE MATEMATİK DERSLERİ" veriliyor. Bu neye benzer; et pehrizi olan birine sabah akşam üç öğün et yemeği yedirmek ve ölümüne neden olmak gibi bir şey. Önce 1 Nisan şakası gibi bir şey sandım, inanmak istemedim. Bölüm Başkanı yada diğer hocalarımızla konuştuğumda durumun ciddiyetini anladım. Ben sözelciyim sosyal derslerden istediklerini sorsunlar kabul, ama doğanın kanunu sözelciler sayısal derslerden pek anlamazlar. Hatta pek değil hiç anlamazlar. Hemen memleketi aradım, boş yere zaman kaybetmeyim diye. Ailem Ankara"da dershaneye gidip çalışıp yeniden sınava girmemi istedi. Öyle de yaptım. Lakin halihazırda kazandığım bir bölümdeki yanlış tutumdan dolayı neden istikbalim sönsün!.. Hem sadece ben miyim, Türkiye"nin dört bir tarafından gelmiş yüzlerce ailelerinin umudu yüzlerce insan
Bir öğrenci koskoca üniversitenin yönetimine kafa tutabilir mi, tutsa ne yazar!
Bölümüm 4 yıllık bir bölüm ve her sınıfta okuyan arkadaşlardan "sayısal derslerimizin kaldırılıp yerine pedagoji (eğitim) derslerimizin verilmesini talep ettik. Zaten eğitim dersi alma hakkımız var, alıyoruz, ama Üniversite"nin Beytepe Kampüsü"nde ayrı ayrı birimlerde. Biz bunların merkeze eğitim gördüğümüz yere getirilmesi için dilekçe verdik. Tabi tehditler gelmedi değil. Devlet Güvenlik Mahkemesi"nden ceza yiyebileceğimiz tehdidi savunanlar dahi oldu.
Önce benimle sonuna kadar mücadele edecek olan arkadaşların, dilekçeleri ilgili makama götürürken hiçbiri yoktu yanımda. Ama olsun baş koyduk ya eğriliklerin düzeltilmesi yoluna
Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Sevim Erel danışmanım Oya Hanım aracılığı ile beni çağırdı. Gittim yanına, ama çok öfkeli belli her halinden. Erel; "Yavrum, evladım neden bana gelmedin de gittin başka yerlere sorunlarını anlatıyorsun?" dedi. Ben de cevaben; "Hocam, ben 4 yıldır yanınıza geliyorum ve bu yıl son bırakıyorum artık" dedim. Kısık bir sesle; "haklısın" dedi. ÖSYM merkezine kılavuzda açıklama olarak yeralması için yazı gönderdiklerini ama onların yayınlamadıklarını söyledi. Oraya da gittim; "Bölümün öyle bir yazı gönderirse ÖSYM mutlaka o yazıyı kılavuza ekler" cevabını aldım. Velhasıl beni 4 yıl oyaladılar. Aradan yıllar geçti. Şimdi bölüm Türkçe Matematik puanı ile öğrenci alıyor. Bana da bölüm hocalarım toplanmış eğitimime kaldığım yerden devam etmemi isteyen yazı göndermişler!
Şu an o dönemden bu yana 25 yıl geçmiş.
Şimdi soruyorum ( O da ülkenin en iyi üniversitelerinden birisi) : "madem doğru olduğumu biliyordunuz, o dönemlerde sözel puanla gelenlerin sayısal derslerden döküldüğünü ispat etmeme rağmen tınlamayan zihniyet, şimdi neden bölümün Puan türünü Matematiğe çevirdiniz? Bu saatten sonra Altından Diploma verseniz neyime yarayacak? Emeklilik günümün dolmasına birkaç yıl kalmış. Mezarda meleklere mi göstereceğim işte benim geç gelen diploma, ben cehennem azabından muafım mı diyeceğim?"
Geç gelen Adalet adalet değildir. Kimse kusura bakmasın. Doğruların ve doğru kişilerin kıymetini bilelim.