Bazı özel durumlarım sebebiyle
epeyce zamandan beri yazamadığımdan olacak ki yazılacak konular birbiri üstüne
yığıldı. Bu defa da her yeni olay bir öncekini öteledi. Bir konu üzerinde tam yoğunlaştığım
zaman, değerlendirilmesi gereken başka bir konu ortaya çıktı. Belki
de;"Tavşanın kaçışına bakıyorum da etinden tiksiniyorum!"diyen insan durumuna
düşer olduk. Olaylar ve yorumlar, hatta ağız kavgasına benzer atışmalar, insanı
yaka paça umutsuzluğa sürükler hâle geldi. Toplumun sahibi rolünü üstlenmeyen
nerede ki kalmadı. Endişe duyulan/duyulacak olan durumlarda ise çözüm yok!
13 Haziran itibarıyla
okullarda tatil başladı, sınavı olmayan öğrenciler de tatile girmiş oldular. Bu
tarih itibarıyla öğleye doğru bir işim gereği birkaç okulun hemen yakınlarından
geçmiştim. Okullarının bahçesinde duramayıp dışarı taşarcasına yollara çıkan
öğrencilerin kurguladıkları ya da bilinçaltında biriktirip sakladıkları aykırı
hareket dürtüsü ile sergiledikleri düşündürücü görüntüler, yapının
sorgulanmasını gerektiren durumlardı. Burada, olanlar için; görmek
istemediğimiz ifadesini özellikle kullanmadım çünkü var olanları görmek, nerede
hata yapıldığını anlayıp çare üretmek, konumu nispetinde herkesin sorumluluğundadır.
Halen yaşanmakta olanların, toplumunu birazcık olsun önemseyen herkesi,
gelecekle ilgili az çok kaygılandıracağı kanaatindeyim.
Gördüğüm öğrencilerden büyük
çoğunluğun kılık kıyafetlerindeki ciddiyetsizlikleri, kimilerini taklit
mahiyetinde özenti ve savruklukları, kendi aralarında hafifmeşrep davranışları,
küfürlü konuşmaları ve yine büyük çoğunlunun sigara kullanıyor olması sadece
kısa sürede görülebilen davranışlardı. Bir de daha bunun görünmeyen tarafları
var ki uyuşturucu kullanımının 5. sınıflara hatta 4.sınıflara kadar inmiş
olması iddiaları, işin en korkunç tarafını oluşturmaktadır. Biz, bunlardan
bazılarını sadece duyuyoruz, işin içyüzünü bilmiyoruz. Yakın bir zamanda, iş
yaptırmak için girdiğim işyerinde, bir baba olarak işyeri sahibinin;"Benim
oğlanın öğretmeni buraya uğradı;"Abi, seni üzmek istemiyorum ama söylemek
zorundayım, çocuğunuz sigara içiyor, ben önleyemedim, biraz ilgilenseniz!"
deyince ben de; Ya hocam! Beni korkuttunuz, sözlerinizden; çocuk esrar
kullanmaya başlamış zannettim, dedim."demişti. İşte bulunduğumuz durumu bize
haykıran ve farklı yönleriyle birbiriyle ilişkili iki durum! Ancak samimiyetine
güvenilen kişiler bulunduğunda anlatılan, daha nice de anlatılmayan veya
anlatılamayan durumlar var! Bütün bu olumsuzluklar, geleceği yönlendirecek,
yönetecek gençlik için bir çözüm üretemediğimizin açık göstergesidir.
Birkaç gün önce haberlerde,
hemen bütün kanallarda geçmişti; İstanbul"da, bir aydınlatma direğinin üst
birleşim yerindeki tabla üzerine yuva yapan kargaların yavrularından bir tanesi
yere düşmüş, hızla geçen bir araç karga yavrusunu ezmiş. Ondan sonra kargalar,
direğin yakın yerinden geçen herkese saldırmaya başlamışlar. Hatta direğe yakın
mesafede, sakin bir şekilde, üstelik yerde duran kedinin kuyruğunu ısıran
karganın hali tam bir korumacı gösterisiydi. Yavruları direğin en tepesinde
olmasına rağmen o yolda yürüyen herkesi, direğin yakın yerinden bile geçirmeyen
kargaların tedbir almak anlamında verdikleri mücadele ve gösterdikleri
duyarlılık gerçekten ibretlik bir görüntü idi. Bunu niye anlattığım ortada!
Çok affedersiniz, bir,
karganın sorumluluk duygusu ile hareket etmesine bir de çocuğunun yetişmesi ve
hayatı ile ilgili tam bir sorumsuzluk örneği olan insanların hâline dikkatlice
bakmak gerek! Nerede hata yapılıyor düşünülse bari.
Birileri tarafından
kendilerince şekillendirilen demokrasi ve İslam"a karşı duruş olsun diye yine o
birilerinin kendi isteklerine göre şekillendirmiş oldukları laiklik uğruna
çocuklarımızın ne hâle getirildiği bizi ilgilendirmiyor mu?
Bilelim ki;sorumluluklarına
bigane kalanlar sorunların girdabına düşerler!