ÖMER BAYDEMİR

Tarih: 21.01.2014 00:00

Ağızdan Çıkanı Kulağın Duyması

Facebook Twitter Linked-in

Öyle şartlandırılmışız ki, sanki sosyal bir kural… Her on senede bir askeri müdahale ve işlere bir çeki düzen verme…1960 ihtilali, 1972 muhtırası, 1980 ihtilali, ve 28 Şubat süreci, ara  ara verilen uyarı mektupları  vesaire… Son evrede de bu sari hastalıkla yaşadığımız:  Balyoz, Sarıkız, Ergenekon gibi kamu oyunun ne olduğunu anlamadığı yargı süreci ve Silivri Mahkemeleri ve akabinde mahkumiyet kararları… Kimilerine göre, devletin anayasal düzenini değiştirmek isteyen ihtilalciler müste haklarını buldular. Derken, toplumun bir diğer kesimi karşıt bir görüşle milletimizin göz bebeği ordumuza büyük bir darbe indirilmiştir inanışında… Türk Ordusu"nun yurt savunma direnci kırılmıştır, inancını savunmaktadırlar. En belirgin kanıt olarak da koca Kurmay Başkanı, çete kurmakla suçlanmıştır. Arkasından yetkili bir ağız  ;""Adil bir yargılama olamadı. Bunu içime sindiremiyorum ."" demesi, şık değildi. Devlet kurma geleneği olan bir milletin tarihinde olmaması gereken, ancak muz cumhuriyetlerinde olabilecek söylemler.

Şimdi de bir cemaatın, devlet içinde paralel yapılaşmayla bir ihtilal girişimi içinde olduğu sanrısıyla ağza geleni söyleme… Demek ki her on yılda olması gereken buymuş ki bilinçaltımıza yerleşmiş. Söylemler o kadar korkunç ki, yandaş gazetelerin attığı manşetler,  insanımızı birini diğerine ötekileştirme adına provakatif, kışkırtıcı ifadeler taşımada… Öfke baldan tatlıdır derlerse de sen ona inanma… Çoğu zaman, öfke gelir göz kızarır, öfke gider yüz kızarır. Ağzımızdan çıkanı kulağımızın duyması lazım. Maksadını aşan sözler söyleyerek, insanları birbirine muarız edip kin ve garazkârlığı körüklemek hiçbir inanışta yoktur. Bu ülkenin inanan insanlarına Haşhaşi yakıştırmasında bulunmak çok büyük bir günahtır. Bu söylense söylen se bir hezeyan anında söylenir. Bunu diyen insanlara önerim, Alamut Kalesini, Hasan Sabbah"ı ve yaptıklarını araştırmalarıdır. Rahmetli Mustafa Necati Sepetçioğlu"nun: Anahtar, Kilit, Kapı, Çatı belgesel, tarihi romanlarını okuyarak sıkılmadan Türk Tarihi hakkında bilgi sahibi olacaklardır. Acaba tarih tekerrür mü ediyor? Hep aklıma Necip Fazıl"ın Din Mazlumları adlı eseri takılıp durmada. Nahak yere; yapılan kıyımları; 1960 ta, 1972 de 1980 de devlet memuru olarak ben de yaşadım ve gördüm. Kin, öfke, intikam, ikbal hırsı ile insan bir yerlere varamaz. Ülkemizin genç, dinamik, fedakâr, donanımlı, çağdaş, inançlı, ikbal vaad eden bir nesline yazık ediliyor. Bunlar Mehmet Akif"in Asımın nesli dediği nesil… Zulümle, kıyımla hiçbir kazanç elde edilemez. Mazlumun ahımı almamak gerekir. Çünkü onunla Allah arasındaki perde, münacaatı sırasında kalkmıştır. Her münacatı kabul görür. Allah, yapılan zulmün kefaretini öte dünyaya bırakmaz. Bu dünyada ibret-i âlem için zalime verir. Şair:

ZALİM YİNE BİR ZULME GİRİFTAR OLUR AHİR,

ELBETTE OLUR EV YIKANIN HANESİ VİRAN.(Ziya Paşa)

Terkib-i Bend"deki bu hikmet dolu mısralar bir hayat tecrübesinden doğmuş ve boşa söylenmemiştir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —