ÖMER BAYDEMİR

Tarih: 14.01.2014 00:00

Fatma Balcı Camii"nde Mevlid Kandili

Facebook Twitter Linked-in

Kentimizin duayen isimlerinden rahmetli Hasan Balcı beyin oğlu, öğrencim Hacı Balcı"dan  Tekerek Yolu  üzerinde  anneleri  Fatma Balcı  adına  inşa ettirdikleri, Fatma  Balcı Camii"nin  12.01.2014 Pazar günü, Mevlid Kandili vesilesiyle, yatsı namazı ibadete açılacağı  duyumunu aldım. Tekerek yolu üzerinde değişik formatta inşaa edilen caminin kim tarafından yapıldığını da merak ediyordum. Bu vesileyle merakım da gitmiş oldu.

Rahmetli Hasan Balcı beyle hususiyetim 1960"lı yıllarda başlamıştı. O yıllarda lise öğrencisiydim. Her genç gibi futbola da merakım vardı. Liseli arkadaşlarımız: Tufan, Nizam, Oğuz, Ergun, Hasan yerel lig takımlarından İdman Yurdu Takımı"nda top koştururlardı. Arkadaşlarımızın kokusuna bizler de İdman Yutlu"yduk. Hiç maçları kaçırmazdık. Çuhadar Ailesi"nin hibe ettiği Batı Park futbol sahasında maçlarımız olduğunda takımın başında Elazığlı Gakkoşların taktığı 7 köşeli şapkayla Hasan Balcı olurdu. Sahada, öyle soyunma odası, yedek futbolcu kulübesi falan olmazdı. Sahanın kenarında soyunulur, ordanseronomiyeçıkılırdı. Başımızda, bizlerin iki yaşında Hasan Balcı; taktik verir, kızar, kutlar, bağırır çağırır, kendini parçalar yırtardı. Genelde hep galip gelinirdi. Bizler takımın ateşin taraftarlarıydık. Çünkü takımın yarıdan fazla oyuncusu liseli öğrencilerdi. Mahalli ligdeki takımların azdan-çoktan siyasi kimlikleri de vardı. Söz gelimi 12 Şubat Adalet Partililerin, Kale Spor Takımı da CHP"nin takımı gibiydi. İdman Yurdu Hasan Balcı"nın  stratejisi sayesinde kılikleşmekten uzaktı. Siyesetüstüydü. Allah rahmet etsin, Hasan Ağa, takımın sponsoru, teknik adamı, masörü, antrönörü, malzemecisi, bürokratı, kulüp başkanı hasılı her şeyiydi.

Yıllar yılları kovaladı. Ben Kahramanmaraş Ortıokulu Müdürü oldum. Hasan ağabeyin çocukları da benim öğrencim oldular. O,eğitimin kaçınılmaz bir gerçeklik olduğuna inanan bir insandı. Spor yöneticiliğinden ve kişisel yeteneğinden olsa gerek yetenekleri çok güzel teşhis eder ve seçerdi. Her tür günlük gazeteleri köşe yazarlarına kadar okurdu. Günlük aktüaliteyi ve siyasi gelişmeleri yakından izlerdi. Fevkade ikna kabiliyeti vardı. 1985 te beni okul müdürlüğünden istifa ettirip Marmis"e transfer etti. Yılların verdiği alışkanlıktan olsa gerek, ben tekstile intibak edemedim. Gerisin geriye eğitime döndüm. Marmis"ten ayrılmaklığımdan dolayı her platformda beni suçladı. Hep yıldızımız barışık yaşadık, hiç ters düştüğümüz platformlar olmadı. Adam sarrafıydı… Hep onunla ilgili anılarımdan söz edecek olursam asıl yazmak istediklerimi yazamayacağım.

Fatma Balcı Camiine çok erken gittim. Yapıyı, donanımını bir güzel inceledim. Yaptıranların gönlüne sağlık. Her şey en ufak detayına kadar düşünülmüş ve yapılmış. Evlatlar insana halef olursa ancak o kadar olur, dedirtiyor. Yatsı namazı öncesi, Kur"an tilaveti yapıldı. Kur"an tilavetinden sonra Kahramanmaraş Müftüsü Hoca Efendinin veciz, hikmet dolu, müjdeleyici vaizi gönüllere su serpti. Yunus"un dediği gibi;""Cehennem ateşi şu kadar çeki odundan"" demedi. Yalnız; Kur"an emirlerden, sünnetlerden, Allah"ın ipine sarılmaktan, müjdeli tebliğlerden bahsetti. Tüm cemaat arzu ve istekle dinledi. Hasılı, yorum gerektiren, çağrışım uyandıran, bir tarafa çekilmeyen objektif bir vaiz oldu. Bu konuda o kadar kötü örnek var ki, herkes bir tarafından çekiştire çekiştire İslamiyet lastik üzerine yazılan yazılara benzetiliyor. İnsan da neye inanacağını şaşırıp kalıyor. Sütten ağzımız yandığı için de yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Yatsı namazını eda ettikten sonra; mevlid hanlar Süleyman Çelebi"nin Visalet"ün Necat (mevlid) erkânıyla icra ettiler. Onun her mısraı ya bir hadis, ya bir ayet mealidir. Yüzyıllardır içimize  huzur vererek dinleriz.. Hep aynı heyecanı duyarız. Visalet"ün Necat"ın yazılmasına vesile olan Amenerrasülü"yü Müftü Efendi bir başka okudu. Sonunda belki yüz defa âmin dedim. Çağları aşıp 13.yüzyıla, yakın bin yıllık Türk Tarihini hayal süzgecimden geçirdim.

Nasıl ki bir bayram sabahı Süleymaniye Camii Yahya Kemal"e ilham kaynağı olarak o meşhur şiirini ilham etmişse, bu cami de bana o ünlü şiiri hatırlattı. O şiirdeki bazı mısraları Fatma Balcı Camii için kullandım:

Dili bir, gönlü bir, imanı bir, bir insan yığını,

Görüyor varlığının, bir yere toplandığını.

Büyük Allah"ı anarken bir ağızdan herkes

Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses…

Gördüm ön safta, oturmuş nefer esvaplı biri.

Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir"i.

Ne kadar saf idi siması bu mü"min neferin.

Kimdi? Banisi mi, mimarı mı bu ulvi eserin

Burada, Yahya Kemal ön safta Süleymaniye"yi yapan Sinan"ı tahayyyülediyor. Ben de o gece ilk safta Hasan Balcı"yı tahayyül ettim. Ne mutlu ona ki onca okunan Fatiha"lar, getirilenselavatlar, Tekbir"ler ona kadar ulaşmıştır. Ayrıca, o anlarda diğer Ervahımız da bizlerle beraber olmuştur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —