Kentimizin duayen isimlerinden
rahmetli Hasan Balcı beyin oğlu, öğrencim Hacı Balcı"dan Tekerek Yolu
üzerinde anneleri Fatma Balcı
adına inşa ettirdikleri, Fatma Balcı Camii"nin 12.01.2014 Pazar günü, Mevlid Kandili
vesilesiyle, yatsı namazı ibadete açılacağı
duyumunu aldım. Tekerek yolu üzerinde değişik formatta inşaa edilen caminin
kim tarafından yapıldığını da merak ediyordum. Bu vesileyle merakım da gitmiş
oldu.
Rahmetli Hasan Balcı beyle
hususiyetim 1960"lı yıllarda başlamıştı. O yıllarda lise öğrencisiydim. Her
genç gibi futbola da merakım vardı. Liseli arkadaşlarımız: Tufan, Nizam, Oğuz, Ergun,
Hasan yerel lig takımlarından İdman Yurdu Takımı"nda top koştururlardı. Arkadaşlarımızın
kokusuna bizler de İdman Yutlu"yduk. Hiç maçları kaçırmazdık. Çuhadar Ailesi"nin
hibe ettiği Batı Park futbol sahasında maçlarımız olduğunda takımın başında
Elazığlı Gakkoşların taktığı 7 köşeli şapkayla Hasan Balcı olurdu. Sahada, öyle
soyunma odası, yedek futbolcu kulübesi falan olmazdı. Sahanın kenarında
soyunulur, ordanseronomiyeçıkılırdı. Başımızda, bizlerin iki yaşında Hasan
Balcı; taktik verir, kızar, kutlar, bağırır çağırır, kendini parçalar yırtardı.
Genelde hep galip gelinirdi. Bizler takımın ateşin taraftarlarıydık. Çünkü
takımın yarıdan fazla oyuncusu liseli öğrencilerdi. Mahalli ligdeki takımların
azdan-çoktan siyasi kimlikleri de vardı. Söz gelimi 12 Şubat Adalet Partililerin,
Kale Spor Takımı da CHP"nin takımı gibiydi. İdman Yurdu Hasan Balcı"nın stratejisi sayesinde kılikleşmekten uzaktı. Siyesetüstüydü.
Allah rahmet etsin, Hasan Ağa, takımın sponsoru, teknik adamı, masörü, antrönörü,
malzemecisi, bürokratı, kulüp başkanı hasılı her şeyiydi.
Yıllar yılları kovaladı. Ben
Kahramanmaraş Ortıokulu Müdürü oldum. Hasan ağabeyin çocukları da benim
öğrencim oldular. O,eğitimin kaçınılmaz bir gerçeklik olduğuna inanan bir insandı.
Spor yöneticiliğinden ve kişisel yeteneğinden olsa gerek yetenekleri çok güzel
teşhis eder ve seçerdi. Her tür günlük gazeteleri köşe yazarlarına kadar okurdu.
Günlük aktüaliteyi ve siyasi gelişmeleri yakından izlerdi. Fevkade ikna
kabiliyeti vardı. 1985 te beni okul müdürlüğünden istifa ettirip Marmis"e
transfer etti. Yılların verdiği alışkanlıktan olsa gerek, ben tekstile intibak edemedim.
Gerisin geriye eğitime döndüm. Marmis"ten ayrılmaklığımdan dolayı her
platformda beni suçladı. Hep yıldızımız barışık yaşadık, hiç ters düştüğümüz
platformlar olmadı. Adam sarrafıydı
Hep onunla ilgili anılarımdan söz edecek
olursam asıl yazmak istediklerimi yazamayacağım.
Fatma Balcı Camiine çok erken gittim.
Yapıyı, donanımını bir güzel inceledim. Yaptıranların gönlüne sağlık. Her şey
en ufak detayına kadar düşünülmüş ve yapılmış. Evlatlar insana halef olursa
ancak o kadar olur, dedirtiyor. Yatsı namazı öncesi, Kur"an tilaveti yapıldı. Kur"an
tilavetinden sonra Kahramanmaraş Müftüsü Hoca Efendinin veciz, hikmet dolu,
müjdeleyici vaizi gönüllere su serpti. Yunus"un dediği gibi;""Cehennem ateşi şu
kadar çeki odundan"" demedi. Yalnız; Kur"an emirlerden, sünnetlerden, Allah"ın
ipine sarılmaktan, müjdeli tebliğlerden bahsetti. Tüm cemaat arzu ve istekle
dinledi. Hasılı, yorum gerektiren, çağrışım uyandıran, bir tarafa çekilmeyen
objektif bir vaiz oldu. Bu konuda o kadar kötü örnek var ki, herkes bir
tarafından çekiştire çekiştire İslamiyet lastik üzerine yazılan yazılara benzetiliyor.
İnsan da neye inanacağını şaşırıp kalıyor. Sütten ağzımız yandığı için de
yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Yatsı namazını eda ettikten sonra; mevlid hanlar Süleyman
Çelebi"nin Visalet"ün Necat (mevlid) erkânıyla icra ettiler. Onun her mısraı ya
bir hadis, ya bir ayet mealidir. Yüzyıllardır içimize huzur vererek dinleriz.. Hep aynı heyecanı duyarız.
Visalet"ün Necat"ın yazılmasına vesile olan Amenerrasülü"yü Müftü Efendi bir
başka okudu. Sonunda belki yüz defa âmin dedim. Çağları aşıp 13.yüzyıla, yakın
bin yıllık Türk Tarihini hayal süzgecimden geçirdim.
Nasıl ki bir bayram sabahı
Süleymaniye Camii Yahya Kemal"e ilham kaynağı olarak o meşhur şiirini ilham
etmişse, bu cami de bana o ünlü şiiri hatırlattı. O şiirdeki bazı mısraları
Fatma Balcı Camii için kullandım:
Dili bir, gönlü bir, imanı bir,
bir insan yığını,
Görüyor varlığının, bir yere
toplandığını.
Büyük Allah"ı anarken bir
ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor
tek bir ses
Gördüm ön safta, oturmuş nefer
esvaplı biri.
Dinliyor vecd ile tekrar
alınan Tekbir"i.
Ne kadar saf idi siması bu mü"min
neferin.
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı bu
ulvi eserin
Burada, Yahya Kemal ön safta
Süleymaniye"yi yapan Sinan"ı tahayyyülediyor. Ben de o gece ilk safta Hasan
Balcı"yı tahayyül ettim. Ne mutlu ona ki onca okunan Fatiha"lar,
getirilenselavatlar, Tekbir"ler ona kadar ulaşmıştır. Ayrıca, o anlarda diğer
Ervahımız da bizlerle beraber olmuştur.