Yunus Suresi
47: Her ümmetin bir peygamberi vardır.
Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla
zulmedilmez.
Hûd Suresi
40: Nihayet emrimiz gelip de sular coşup
yükselmeye başlayınca Nuh`a dedik ki: «(Canlı çeşitlerinin) her birinden birer
çift ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve
iman edenleri gemiye yükle!» Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
52: Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra
da O`na tevbe edin ki, üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve
kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah`tan) yüz çevirmeyin.
87: Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın
taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı
terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok
akıllısın!
Yusuf Suresi
Ayet no:
29: «Ey Yusuf! Sen bundan (olanları söylemekten)
vazgeç! (Ey kadın!) Sen de günahının affını dile! Çünkü sen günahkârlardan
oldun»
66: (Ya`kub) dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz
kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana
sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!» Ona
(istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah
şahittir.
102: İşte bu (Yusuf kıssası) gayb
haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar
verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Ra"d Suresi
8: Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin
neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir. Onun katında her şey ölçü
iledir.
23: (O yurt) Adn cennetleridir; oraya
babalarından, eşlerinden ve çocuklarından sâlih olanlarla beraber girecekler,
melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.
31: Eğer okunan bir Kitapla dağlar yürütülseydi
veya onunla yer parçalansaydı, yahut onunla ölüler konuşturulsaydı (o Kitap
yine bu Kur`an olacaktı). Fakat bütün işler Allah`a aittir. İman edenler hâla
bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi? Allah`ın
vâdi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptıklarından dolayı ya ansızın büyük bir
belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakınına inecek. Allah,
vâdinden asla dönmez.
39: Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sabit
bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.
40: Biz, onlara vâdettiğimizin (azabın) bir
kısmını sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak
(Allah`ın emirlerini) tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir.
İbrahim Suresi
4: (Allah`ın emirlerini) onlara iyice açıklasın
diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah
dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet
sahibidir.
11: Peygamberleri onlara dediler ki: «(Evet) biz
sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından
dilediğine lütfeder. Allah`ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize
imkân yoktur. Müminler ancak Allah`a dayansınlar.»
19: Allah`ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını
görmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk getirir.
22: (Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan
diyecek ki: «Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim
ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece
sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni
yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni
kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah`a) ortak koşmanızı
reddettim.» Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.
35: Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: «Rabbim! Bu
şehri (Mekke`yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut!»
36: «Çünkü, onlar (putlar), insanlardan
birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir.
Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek
esirgeyensin.»
37: «Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru
kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem`inin (Kâbe`nin)
yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan
bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver!
Umulur ki bu nimetlere şükrederler.»
38: «Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim
gizleyeceğimizi de açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte
hiçbir şey Allah`a gizli kalmaz.»
39: «İhtiyar halimde bana İsmail`i ve İshak`ı
lütfeden Allah`a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.»
40: «Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri
namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!»
İbrahim Suresi (devamı)
Ayet no:
41: «Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün
beni, ana babamı ve müminleri bağışla!»
43: Zihinleri bomboş olarak kendilerine bile
dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar.
45: «(Sizden önce) kendilerine zulmedenlerin
yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu.
Ve size misaller de verdik.»
48: Yer başka bir yer, gökler de (başka gökler)
haline getirildiği, (insanlar) bir ve gücüne karşı durulamaz olan Allah`ın
huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir).
Hicr Suresi
3: Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş
ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!
9: Kur`an`ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu
yine biz koruyacağız.
42: «Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir
hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.»
64: Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru
söyleyenleriz.
72: (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar,
sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Nahl Suresi
5: Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için
ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz.
6: Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin
getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.
7: Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı, ancak
güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz
çok şefkatli, pek merhametlidir.
8: Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve
(gözlere) zinet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice
(nakil vasıtaları) yaratır.
27: Sonra kıyamet gününde (Allah), onları rezil
eder ve der ki: «Kendileri hakkında (müminlere) düşman kesildiğiniz ortaklarım
nerede?» Kendilerine ilim verilmiş olanlar derler ki: «Şüphesiz bugün rezillik
ve kötülük kâfirleredir.»
28: Kendilerine haksızlık ederlerken meleklerin
canlarını aldıkları kimseler: Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk, diyerek teslim
olurlar. (Melekler onlara şöyle der:) «Hayır, Allah, sizin yaptıklarınızı
elbette çok iyi bilendir.»
35: Ortak koşanlar dediler ki: «Allah dileseydi
ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir
şeyi de haram kılmazdık.» Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı.
Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi!
49: Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün
melekler, büyüklük taslamadan Allah`a secde ederler.
53: Nimet olarak size ulaşan ne varsa,
Allah`tandır. Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız O`na
yalvarırsınız.
54: Sonra da sizden o zararı giderdiğinde,
içinizden bir zümre, hemen Rablerine ortak koşarlar!
61: Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden
cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir
edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat
geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.
64: Biz bu Kitab`ı sana sırf hakkında ihtilafa
düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve
rahmet olsun diye indirdik.
99: Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine
tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.
100: Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve
onu Allah`a ortak koşanlaradır.
102: De ki: Onu, Mukaddes Rûh (Cebrail), iman
edenlere sebat vermek, müslümanları doğru yola iletmek ve onlara müjde vermek
için, Rabbin katından hak olarak indirdi.
118: Sana anlattıklarımızı, daha önce, yahudi
olanlara da haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar kendilerine
haksızlık ediyorlardı.
Nahl Suresi(Devamı)
Ayet no:
120: İbrahim, gerçekten Hakk`a yönelen, Allah`a
itaat eden bir önder idi; Allah`a ortak koşanlardan değildi.
124: Cumartesi tatili, ancak onda ihtilaf edenlere
(farz) kılınmıştı. Kıyamet günü Rabbin, muhakkak onların ihtilafa düştükleri şey
hakkında aralarında hüküm verecektir.