Hz. Muhammed (SAV) ve
ashabının Mekke`den Medine`ye göçü (Miladi: 622) Mekke müşrikleri Hz.
Peygamberi kutsal görevinden vazgeçirmek ve ona gönülden bağlanan mü`minleri
sindirmek için her yolu denemişlerdi.
Her sıkıntıya göğüs geren
Peygamberimiz, bundan sonra şehre dışardan gelen yabancılara İslam`ı anlatmaya
başladı. Peygamberliğin on birinci yıllından itibaren Akabe mevkiinde Yesrib
(Medine)lilerle üç ayrı görüşme ve birleşme yapıldı. (Miladi-620-621-622)
İlahi emir ve yasaklara
uyacaklarına, her işte Hz. Peygambere biat edeceklerine ve her tehlikeyi göze
alarak onu koruyacaklarına and içen bu insanlar, Mekkeli din kardeşlerini kendi
şehirleri olan Yesrib (Medine)e davet etmişlerdi.
Nihayet Allah`ın beklenen emri
geldi ve Peygamberliğin on üçüncü yılında (Miladi: 622) Hz. Peygamber (SAV)in
şu müjdeli talimatı ile İslam`ın cihana yayılmasında bir dönüm noktası teşkil
eden hicret başlamış oldu. "Artık sizin hicret başlamış oldu: Karataşlık
arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi. Mek-ke`den çıkmak isteyenler
Yesrib (Medine)e gitsinler, orada Müslüman kardeşleriyle birleşip kaynaşsın.
Hak Teala onları size kardeş yaptı. Beldelerini de sizin için güven ve huzur
bulacağınız bir yurt kıldı.
Müslümanlar ve peygamberimiz
(SAV) Medine`de çok güzel karşılanıp misafir edildiler ve Medineli Müslümanlar
Mekke`den gelen kardeşlerine her türlü yardımı yaptılar. İslami anlamda hicret
bir yerden başka bir yere göçten ibaret olmayıp, İslam`ın gelişme, yayılma ve
tebliğ stratejisi çerçevesinde çok önemli yere sahip bir olaydır.
"İman edenlerin hicret
edenlerin, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanların Allah yanında
derecesi çok büyüktür. Kurtuluşa (dünya ve ahiret saadetine) erenler de işte
onların ta kendileridir" (Tevbe: 20) Ebü" Ehves (RA) anlatıyor: Allah`ın
Rasulü (SAV) (geleceğe yönelik bir açıklamalarında şöyle buyurdu: İslam
gerçekten garip başladı, garip haline (yine) dönecektir. Gariplere müjdeler
olsun. Sahabeler tarafından soruldu: Garipler kimlerdir? (Ya Rasülullah) -
Onlar aile, akraba (ve vatan)larından uzak düşmüş; hicrete mecbur kalmış
kişilerdir. (Sü`nen-i ibn Maceh Hn. 3988)