ÖMER BAYDEMİR

Tarih: 26.08.2013 00:00

30 Ağustos ve Malazgirt

Facebook Twitter Linked-in

Türk Tarihinde, yıllar itibariyle, ağustos ayanın çok önemli bir yeri olmuştur. Tetkik edilip, araştırılırsa otuzu aşkın önemli olayların bu aya inhisar ettiği görülür. Tabii bunda bir hayır aramak gerekir. Muhtevalarını incelediğimizde hepsinin de  İlay-ı Kelimatullah odaklı olduğunu görürüz. Eğer bu otuz zafer ve başarının bir miktarını hatırlayacak olursak bunlar; Malazgirt Zaferi, Fas"ın Fethi, Revanın Fethi, Birinci Kosova Zaferi, Çaldıran Zaferi, Estergon Kalesinin Fethi, Otlukbeli Zaferi, Lipya"nın Fethi, Mora"nın Fethi, Korsika"nın Fethi, Girit"in fethi, Sakarya Zaferi, Mohaç Zaferi ve son olarak da Baş Komutanlık Meydan Muharebesi Büyük Taarruz"dur.

Bunlardan ilk ve son zaferin Türk Milletinin bekasıyla ilgili nirengi noktası olduğunu, benzeştiğini görürüz.1071 de, kendisinden kat be kat üstün sayıda olan Bizans Ordusuna karşı Malazgirt"te kazanılan zaferle, Afyon"da başlayan Büyük Taarruz"un ortak paydalarının olduğunu müşahede ederiz.

1071 den sonra Anadolu Türk kimliğine kavuşmuş ve Türklerin ikinci ana yurdu olmuştur. Malazgirt"te savaş öncesi, kefeni kabul ettiği beyazlar giyen Alpaslan, atının kuyruğunu kendi eliyle bağlamış. Alperenlere savaş öncesi verdiği söylevde , "Kendileri gibi bir asker olduğunu, şehadeti kabullendiğini, kazanılacak zaferin yüce Allah"ın adını tebcil için olduğunu ‘"irad eylemiştir. 50 bin kişilik Türk Ordusu, 200 bin kişilik Bizans Ordusunu darma dağım etmiştir. Bizans İmparatoru Romen Diyojen de tutsaklar arasındadır. Türk kadirşinaslığı ile canı bağışlanmış, ülkesine dönmesine izin verilmiştir. İşte bu tarihi olaydan sonra, alperenler, abdallar, devrişler, erenler akın akın Anadolu içlerine akmışlardır. Kıyı, bucak, Müslüman Türk"ün varlığını Anadolu"da tescil etmişlerdir. Ödenen onca bedel karşılığı Anadolu Türk yurdu olmuştur. İslamın kılıcı olan atalarımız dört kıtada adaleti, hakkaniyeti, hoşgörüyü kendilerinden vererek kabul ettirmişler.

İşte 26 Ağustos 1922 de Dumlupınar"da gürleyen toplar, verilen imanlı ateşin emir,26 Ağustos 1071 de Malazgirt ovasında verilen komutla aynı eşdeğerdedir. Tüm dünyaya, bu toprakların bizim ecdat yadigarı vatanımız olduğudur. Bundan bir çakıl taşı dahi kimseye vermeme azim ve kararlılığında olduğumuz tüm dünyaya ilan edilmiştir. Batılı emperyal güçlerin üzerimize saldırttıkları destekledikleri Yunanlı Palikarya"ya hak ettiği cevap verilmiştir. Tıpkı Romen Diyojen gibi Trokopis de tutsak edilmiş, gene Tük alicenaplığı gösterilmiş, esir muamelesi yapılmamıştır. 1 Eylül 1922 de  gürleyen yüce ses; "Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!!! Komutunu vermiş 15-20 gün süren Büyük Taarruz"la 200 bin kişilik, tam donanımlı,  Yunan Ordusu denize dökülmüştür. Tıpkı Malazgirt gibi Baş Komutan Mustafa Kemal"in bu eşsiz zaferini dost düşman herkes kabullenmek zorunda kalmıştır. Bu zafer, Türkleri geldikleri İç Asya"ya itmek, İslamı doğduğu yer olan Arap Yarımadasına tıkmak isteyen Haçlı niyetini sonlandırmıştır. Gene atalarımız Büyük Tarruz"la İslamı koruyucu görevlerini hakkıyla ifa etmişlerdir. Büyükkomutan, büyük devlet adamı, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına, Peygamber Döşeği yüce Türk Ordusuna şükranlarımızı ve minnettarlığımızı arz ediyoruz. Bütün bu ifade ettiklerimi en veciz bir biçimde ifade eden Yahya Kemal Beyatlı"nın şu mısralarıyla yazımı sonlandırıyorum.

Şu kopan fırtına Türk Ordusudur, yâ Rabbi!

Senin uğrunda ölen ordu budur, yâ Rabbi!

Tâ ki yükselsin ezanlardamüeyyet namın,

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslamın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —