M. KEMAL ATİK

Tarih: 01.08.2013 00:00

Hoca Ahmet Yesevi ve Tasavvufi Öğretileri(2)

Facebook Twitter Linked-in

Bilindiği üzere dini ve milli kültürümüzü oluşturan konulardan biri de "tasavvuf  kültürü" dür. Tasavvuf, kısaca İslamın  ve onun yüce kitabı Kur"an"ın  mistik açıdan yorumlanması ve buna göre yaşanması olayıdır. Bir başka ifadeyle  Tasavvuf , taassup düşüncesine göğüs geren, beşeri zevki ilahi  zevk derecesine çıkaran, bu iki zevkin birleşimini sağlayan bir düşünce, bir ekol. Yani İslamın güler yüzü. İnsan bu yüzle tanışırsa yani bu yaşam tarzı ile, Hakk`a ulaşma yolunda mesafe alır. Bunun anlamı Mevlananaın şu sözlerinde yer bulmakttadır. "Gerçek sûfi olmak istiyorsan Yüce Yaratan gibi ol. Dostun çirkinliklerine tahammül et, hatasından incinme, insanlardan yüz çevirme. Nitekim rahmeti sonsuz olan Allah kulların ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmiyor."

İnsanı sevgide olgunlaştıran, aşkta yoğunlaştıran ve aşkta felsefi derinlik kazandıran, Anadolu"da hem manevi iklimimizde hem de  edebiyatımızda, musikimizde her alanda kendini hissettiren Tasavvuf hayatının dış yüzünde göze çarpan en belirgin özellik ise, san`ata olan bağlılıktır.  Cenabı Hakk"ın  "mübdi" yani yaratıcı sıfatının tecellisi olan güzel sanatların her koluyla tasavvuf ilgilidir. 

Mesela asırlardır Anadolu`da devam eden Mevlana, Hacı Bektaşı Veli ve Yunus Emre gibi tasavvuf ehlinin aşk meclislerinin, ince ve yüksek san`at ilmiğinden geçerek bugünkü  ulaşılmaz derecesine erişmesi bunun en açık delilidir. Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri de bu silsilenin en ucunda olanlardan biridir. Onun Tasavvufi meclis ve merasimlerinde en yüksek manasıyla zikir, musiki ve edebiyat, bir gaye olmaktan çok, kişiyi Hakk`a çekmek, Hak için ve Hak yolunda var olmak için söylenirdi. Zira o, her insanda yaratılışta var olan estetik duyguları, sevgi ve merhameti ,hatta aşkı dile getirmede en uygun yolun bu olduğunu biliyordu.Yine O, kişideki beşeri zevki, ilahi zevk derecesine yükseltmede hem tasavvufun hem de tasavvuf ehlinin yol göstericiliğine inanıyordu. Onun için de bu vadide en büyük hizmeti Ahmet Yesevi Hazretleri ifa etmiştir.

Ahmet Yesevi, kendini aşan, bütün  bir dünya için, bütün bir dünyanın güzel geleceği için  kendini feda eden Hak yolcusudur. O, bir insanda bütün insanlığı kucaklamıştır.

Kulu görsem, kulu olup  hizmet eylesem ,

Toprak gibi yol üstünde yolu  olsam ,

Aşıkların yanıp uçuşan külü olsam ,

Hem dem  olup yer altına girdim ben işte (Divan-ı Hikmet, 27).

Filozof  Paliard diyor ki ; "Zenginliğin ve şöhretin aşıkları vardır, ilmin aşıkları, güzelliğin aşıkları vardır, bir de aşkın aşıkları vardır.

Tüm Türk dünyasında oluşan inanç odur ki Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri aşkın aşığı yani ilahi aşkla kutsallık kazanmış Allah dostudur. İşte onun sevgisi ve arzusu:

Muhabbetin bahçesinde bülbül gibi

O vakit de  Allah`ımın  cemalini ,

Mana gözü ile göresim gelir .(Divan- Hikmet, 50)

Ahmed Yesevi, akıl ve bilimin öncülüğünde hakikate, gerçeğe ve ebedi değerlere ulaşılacağını savunur. O, insanları zengin, fakir, ezen, ezilen, mü`min,  kafir gibi sınıflara ayırmıyor. O tüm insanlığı ebedi değerlere, mutlu bir dünyaya götüren aydınlık yolda sade bir din, temiz bir iman, sevgi dolu bir gönüle çağırıyor. O`na göre insan olmanın onuru, varlığı Yaratıcı için sevmelidir. Sırf bu aşkın, yani Yaratıcın rızası için sevmeye katlanmalıdır. Bu maksatla yola çıkan kimsenin ise öncelikle nefsini terbiye etmesi, ruhunu beden zevklerinden arındırması gerekir. Bu aşka erenlerin aşka yükseleceklerini yani kulda en yüksek mertebesini bulan Allah`ta bütünleşme derecesindeki aşka ereceklerini söyler. O bu aşka girmenin yolunu şu sözleriyle dile getirir:

Nam ve nişan kalmadı... lâ..lâ (yok)... oldum

Allah zikrini diye diye illa(var) oldum,

Halis olup muhlis olup lillah(Allah için) oldum

Fena fillah (Allah"da yok olma)makamından geçtim ben işte

 (elime-i Tevhidin anlamı)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —