Emanet : Güvenilir olmak,
doğruluk, bir kimseye koruması için
geçici olarak verilen şey gibi anlamlara gelmektedir. Kur"an- ı Kerim"de dini
yükümlülükler ve Allah"ın insanlara vermiş olduğu idarecilik, yöneticilik,
malın idaresi gibi iş ve sorumluluklar manasında kullanılmaktadır.
Ehliyet : Sözlükte " Yetki;
elverişli, layık ve yeterli olmak" anlamlarına gelen ehliyet, fıkıh terimi
olarak, kişinin dini ve hukuki hükümlere muhatap almaya elverişli oluşunu ifade
etmektedir. Başka bir deyişle, insanların leh ve aleyhindeki hak ve
sorumluluklara muhatap olabilmesi halidir.
Hukuk dilinde ehliyet iki ana
gruba ayrılır: Vücup Ehliyeti , Edǎ Ehliyeti
İnsan"ın Şer"i hitaba ehil ve
muhatap oluşu, akıl denilen anlama, düşünme ve ona göre davranma kabiliyetine
sahip bulunmasıyladır. İnsan"ın bu anlamdaki ehliyet ve sorumluluğuna
Ehliyet"ül Hitap denir.
Ayetler :
Yolculukta olur da, yazacak
kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize
bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu
hususta) Rabbi olan Allah`tan korksun. Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin. Kim
onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkardır. Allah yapmakta olduklarınızı
bilir.(Bakara-283)
Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle
mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de
vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana
iade etmez. Bu da onların, "Ümmilere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize
vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalan
söylüyorlar.(Ali İmran-75)
Allah size, mutlaka emanetleri
ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle
hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah
her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(Nisa-58)
Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve
ahidlerine riayet ederler;(Mü"minun-8)
;(Mearic-32)
Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar;
Namazlarını koruyanlar; Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; İşte bunlar,
cennetlerde ağırlanırlar (Mearic-33 - 35)
Kral dedi ki: Onu bana
getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen
yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi.(Yusuf-54)
"Beni ülkenin
hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi
bilirim" dedi.(Yusuf-55)
Ve böylece Yusuf`a orada
dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz
kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükafatını zayi
etmeyiz.(Yusuf-56)
Biz emaneti, göklere, yere ve
dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan)
korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.(Ahzab-72)
Hatırlayın ki, siz Rabbinizden
yardım istiyordunuz. O da, ben peşpeşe gelen bin melek ile size yardım
edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu.(Enfal-9)
Hadisler :
Ebû Musa (r.a.) rivayet ediyor
ki: Resulullah (s.a.v.) buyurdular: "Bize göre sizin hainlikte en ileri
gideniniz, ehli olmadığı halde bizden iş isteyeninizdir."(Teberani Kebir)
Enes (r.a.) Resulullah"ın
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kur"an ehli, ehlullahtır."(Hatib"in
tarihinden)
Ebu Hureyre (r.a.) rivayet
ediyor: "İş ehil olmayana verildiğinde kıyameti bekle."(Buhari)
Her kim adaylar arasında
(Bilgisi, takvası ve hizmeti ile ehil) ve Allah"ı daha ziyade hoşnut edecek bir
kişi varken onu değil de daha aşağı seviyede (gayr-ı ehil) olanı göreve
getirecek olursa Allah"a, O"nun Peygamberine ve mü"minlere hıyanet etmiş olur."(El-Camiu"s-Sağir)
İbn-i Abbas (r.a.)"dan
rivayetle: Resulullah (s.a.v.)şöyle buyurdu: "Müslüman kardeşinde şunları
gördüğünde ondan hayır bekle: Haya, cemaate riayet ve doğruluk. Bunları
görmediğinde ondan hayır bekleme. (Camiu"s-Sağir)
Sevban (r.a.)"dan rivayetle:
Resulullah şöyle buyurdular: Şu üç şey arşa yapışıp yalvarıyorlar: Akraba ile
iyi ilişki şöyle diyor: "Allah"ım, sana sığınıyorum, koparılmayayım." Emanet
şöyle diyor: "Allah"ım, sana sığınıyorum, bana hıyanet edilmesin." Nimet şöyle
diyor: "Allah"ım, sana sığınıyorum, bana karşı nankörlük yapılmasın."(Beyheki)
Şeddad bin Evs (r.a.)
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Dinimizden
ilk kaybedeceğiniz şey emanettir."(Teberânî-Kebir)
Ebu Hureyre (r.a.)"den
rivayetle: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Münafıkın alameti üçtür:
Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünden döner, kendisine emniyet
edildiğinde hıyanet eder."(Buhari, Müslim, Ebû Davud, Nesei, Müsned)
Muhammed bin Atiyye (r.a.)"den
rivayetle: Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: "Üç şey vardır ki,
onlara şahit olduğunda kıyamet kopar: Eski binaların yıkılarak, terk edilmiş ve
daha önce mamur olmayan yerlere binalar dikilmesi. İyiliğin kötülük, kötülüğün
iyilik olarak görülmesi ve kişinin, devenin, ağacı kırıp döktüğü gibi emaneti
hafife alıp gerekli önemi vermemesi."(Camiu"s-Sağir)
Ebu Hureyre (r.a.)"den
rivayetle: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Sana bir şey emanet edene
emaneti ver. Sana hıyanet edene hıyanet etme."(Ebû Davud, Tirmizi, Müsned)
İbn-i Abbas (r.a.) Resulullah
(s.a.v.)"ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "
Kendisine bir şey emanet edilip
o emaneti aziz ve celil olan Allah"ın korkusundan sahibine teslim eden kişi,
cennette istediği kadar hurilerle evlensin."(Camiu"s-Sağir)
Ebu Hureyre (r.a.)"den
rivayetle: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Şu altı şeyi koruyacağınıza dair
garanti verin; bende cennete gireceğinize kefil olayım: Namaz, zekat, emanet,
namus, mide ve lisan."(Teberâni-Evsat)
Cündüb bin Abdullah (r.a.)
rivayet ediyor: Resulullah (s.a.v.) buyurdu: "Allah"ın mü"min kulu, kendisine
emanet edilen şeyi zayi etmez."(Hâkim)
Hz. Aişe (r.a.)"den:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: "En güzel huylardan birisi de, emaneti
korumaktır."(Beyhekî, Şuabu"l-İman)
Enes (r.a.) Resulullah"ın
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kur"an ehli, ehlullahtır."(Hatib"in
tarihinden)
Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ediyor: "İş ehil
olmayana verildiğinde kıyameti bekle."(Buhari)
Her kim adaylar arasında
(Bilgisi, takvası ve hizmeti ile ehil) ve Allah"ı daha ziyade hoşnut edecek bir
kişi varken onu değil de daha aşağı seviyede (gayr-ı ehil) olanı göreve
getirecek olursa Allah"a, O"nun Peygamberine ve mü"minlere hıyanet etmiş
olur."(El-Camiu"s-Sağir)
Müslümanların, ferdin tek başına
yürütemeyeceği işleri yürütmek ve hakları korumak için bir idareci seçmeleri
elzem ve zaruridir. Yönetici zahir olmalıdır. Gizli saklanmış veya beklenen
(muntazar) değil. Ama yönetici ehliyetli, dirayetli ve idareyi başaracak
kabiliyette olmalıdır.(Akaid-i Ömer En-Nesefî)