DOĞAN ARIK

Tarih: 25.07.2013 00:00

Günümüz Anlayışına Bakış

Facebook Twitter Linked-in

Ramazan ayını yarıladığımız şu günlerde, oruç tutmanın ötesinde insanların dini konularla iştigali, yılın diğer zamanlarına göre zirve yapmış durumda. Esasen on iki ayın içerisinde dinin doya doya yaşanması, nefisle mücadele ve yardımlaşma gibi, nihayet maddi ve manevi ibadetler bu ayda final yapmaktadır. Bu ayda hocalarımıza ve din görevlilerine düşen vazife biraz daha fazladır. Ne var ki, teknoloji sayesinde onlarında işi kolaylaştı. Televizyonlarda ilahiyat hocalarının değinmediği konular kalmıyor. Akademik bakışla toplumu çok daha kolay ve doğru şekilde etkiliyorlar.

Ancak, tüm bunlara rağmen dini konularda, gündeme getirilen mevzulara bakıldığında insanların bilgisizliği de gün gibi ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber okullarımızda verilmeye çalışılan din ve ahlak bilgisi dersi bile tartışılmaktadır. Modernizm ve pozitivizm etkisi altında yetişen kuşaklar, laiklik ayırmacıyla çağımız insanının dinden uzaklaşmasını kamçılamıştır, bunların sonucu olarakta, maneviyatı eksik nesillerde başka problemler çıkmıştır. Dolayısıyla modernizm ve pozitivizme tepki olarak günümüz anlayışına uygun gibi görünen postmodernizm akımı doğmuştur. Postmodern anlayışta, modernizmin reddettiği Tanrı, din, gelenek ve insani değerlere karşı, yani maddiyata esir edilmiş insanın bu eksiklilerini gideren görüşler kabul görmüş ve günümüz felsefesinde uygulanmaktadır.

Postmodern görüş, modernizmin savunduğu ilkeleri kabul etmesine rağmen, reddettiği ilkelere tekrar dönüşü, onları yumuşatması ve var sayması günümüz insanına sunduğu hayat tarzı, bu çağda maneviyatı bozulmuş halk kitlelerinin tekrar toparlanması, düştüğü boşluktan kurtulması, aynı zamanda ileriye bakan çağın gereklerine ayak uyduran bir toplum ortaya çıkaracaktır. Böylelikle sufi görüşün ağır bastığı maneviyatla pozitivizmin savunduğu maddiyatın aynı potada buluşması sağlanarak, maneviyatı sağlam, akılcı ve özgür insan tipi, aynı zamanda anlamlı bir hayat tarzı hedeflenmiştir.

Ekonomik bir ivme kazanmış devlet, materyalist eğitim sisteminden sıyrılarak, bilgi yüklü ve gerekli olan din eğitimini sisteme adapte edip, insanları devletin vermediği, yetkisiz ellerin sunduğu bağnaz bir din anlayışından kurtarması gerekir. Çağa ancak, iktisaden gelişmiş, aydınlanmış, sağlam iradeli ve özgür insanlar hakim olacaktır. Ne nutukla, ne de senaryoyla bir yere varılmaz. Bunlar ucu karanlık sokaklardır. Milleti bu sokaklardan da ancak böyle kurtarabiliriz.        


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —