NUHAN NEBİ ÇAM

Tarih: 10.06.2013 00:00

Gezi Parkı

Facebook Twitter Linked-in

Eylemciler, godoşlar, vandallar Taksim"de toplandı.

Kayın ağacını lider ilan ettiler.

Gezi Parkı"ndaki en görkemli, mehabetli, gün görmüş, saçları-sakalları ve favorileri beyazlaşmış eski tüfek ağacı... Öyle diyor ağabeyleri Bekir Coşkun… Millete, göbeğini kaşıyan, bidon kafalı diyen sözde aydın, Batıcı ve modernist Bekir: Liderimiz kayın ağacı…

Olsun…

Peşinden ve izinden yürüdükleri şey bir ot da olabilir, Kabataş İskelesi"nde duvarlara yapışmış bir yosun da…

Ben buna saygı duyarım…

Ama…

İşte bu ama…

Polis taşlamayacaksın. Kamu mallarına, ortak kullanım araçlarına zarar vermeyeceksin. Mabette içmeyeceksin…

Tecavüz edici bir tavır içinde olacaksınız. Bu benim kanıma dokunuyor. O zaman sana godoş diye seslenirim. Sizi vandallar.

Vandallar…

Roma"yı yerle bir ettiler.

Bizim çaplingler de Taksim"i yakıp yıktılar…

Sosyo-politik hâdıseler çok önemsenmelidir. Bunu en iyi şekilde kritik etmek ve ona göre toplumun isteklerine cevap vermek önemlidir. Ama hangi toplumun?

Bağıran, söven ve yumruğunu gösteren bir kalabalık sadece bir tahrikçi insanlar yığınıdır. Bundan öteye gitmeleri de mümkün değildir.

19-20 yaşlarında gençler toplandı.

Bağıra-çağıra enerjilerini attılar. Söverek, sağa-sola nefretlerini kusarak ateşlerini düşürdüler. Olay sadece bundan ibaretti.

Şu kadarcık metre karelik bir alanı dört yandan kuşattılar ve bazı vakayı adiyedendir, diye polis raporlarına geçecek nümayişlere imza attılar.

İstekleri vardı.

Çığlıkları ve tepkileri.

 "Ağaç kesmeyin, kestirmeyiz." dediler.

Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ve bağırıp-çağırmaya sebep olan durum ortadan kaldırıldı.

Sonra…

Olayların seyri birden değişti. Meydanı godoşlar, tecavüzcüler, vandallar, küfürbazlar kuşattı. Türk Milleti"ne saldırdılar. Maneviyata ve mukaddesata saldırdılar… Seçilmiş siyasi iradeye ayar vermeye kalktılar. Emniyetten dostlarımıza saldırdılar. Polisleri taşladılar ve onları kışkırttılar.

Olaylar büyüdükçe büyüdü. Ama sine-i millette bir karşılık bulamadılar.

Kalabalık çoğaldıkça çoğaldı.  İnsanların bu saatten sonraki amacı ne siyaset, ne sandık ne hükümetti.

Meydanı dolduran kişiler, sadece meraklarını gidermek, oradaki şenliğe katılmak için gruplar halinde toplandılar. Bir de büfeler kurulup adını devrim(!) koymuşlardı. Artık tadından yenmiyor. Bedava yiyecek-içecek dağıtılınca Taksim bir cazibe merkezine dönüştü. Çoluğunu-çocuğunu alan, dedesini-ninesini kafalayan oraya koştu.

Ve hiç kimsi hiç kimseye ayar veremedi.

Sadece iç ve dış düşmanlara (Dahili ve harice bedhahlara) karşı gülünç duruma düştük.

Bir komedyaya imza attık. Kocaman bir meydanda, sahnesiz-dekorsuz ve yazılı senaryosu olmayan meydanda komedya oynadık. Seyircilerimizi kahkahalara boğduk.

Elimize-elinize ne geçti?

Godoşlar.

Vandallar…

Siz var ya siz… 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —