Bizdeki gezi parkı eylemlerini
Arap Baharına benzetiyorlar. Ne alaka? Ortada kendisini temize çıkarmaya
çalışan bir demokrasi var. Günahlarıyla, hatalarıyla hesaplaşan bir demokrasi
Üstelik toplum desteğini alan bir gücü de var
O güç sayesinde ki bu günlere
gelinebildi. Hiç tasvip etmem ki doğru yapılanlar kesintiye uğrasın. Doğrunun
bittiği yerde yanlış başlamasın.
Ne yazık ki, gezi parkı
eylemleri de bir gerçek. Zararlarını da bir tarafa bırakalım. Olayların
içerisindeki insanlara soralım. Ne yarar bekliyorsunuz? diye. Bu yapılmalı, bu
insanlar konuşturulmalı, dinlenilmeli. Onlarcası ile, yüzlercesi ile. Üstelik
hemen yapılmalı. Sıcağı sıcağına. Olaya başkaları sahiplenmeden, rotası
değiştirilmeden. Devletin sarsılmasına da müsaade etmeden.Varsa haklı
gerekçeleri ayırıp ders alarak, en azından bu faydayı sağlamalıdır, düzenimiz.
Milletin iradesi her zaman
sandıkta belli olur. Gözleyen ama sabreden millet, acılara katlanarak sonunda
selameti bu yolla buluyor.
Aşırılıkta sonuna kadar
gidelim denirse, kazançlı kesim olmaz. Her halikarda da devlet büyük zarar
görür. Eğer eylemlerdeki gerçek niyet, dayatmalara karşı yapılan muhalefet ve
verilen tepkilerin yetersiz kaldığı gerekçesi ise, bu mesaj da verilmiştir. Kabak
tadı vermeden ve daha fazla zararlı olmadan taraflar sukunete ermelidir.
Türkiye fotoğrafında, olayları
göstererek istikrarsızlığı ön palana çıkartmak ancak dünya gündeminde Büyük
Türkiye"nin elini zayıflatır. Unutulmamalıdır ki önümüzde, halledilmesi gereken
önemli iç ve dış sorunlarımız var. Ve nihayet bu sorunlar ayrışarak değil
birleşerek çözülecek sorunlardır.
Tekrarlamakta fayda var: gezi
parkı eylemi, ağaçları kurtarmak için yapıldı ise, fazlasıyla mesaj verildi.
Daha fazla diretmek art niyetliliktir. Buna da ne devlet sabreder ne millet.
Bir an önce normalleşmemiz gerekir.