İMRAN KILIÇ

Tarih: 26.04.2013 00:00

Ümmî

Facebook Twitter Linked-in

Sözlükte "ümm", anne, bir şeyin aslı, bir toplumun reisi; ümmî ise anneci, anne tarafını tutan, anneye mensup demektir. Istılahta; ümmî, kitâbî bilgilerle zihni doldurulmamış, doğal hali üzerine kalmış, okuyup yazarak tahsil görmemiş kimseye denir. Kur`ân`da tekil ve çoğul şekli ile 6 yerde geçmiştir. Ümmî olmak Hz. Muhammed (a.s.)`in Kur`ân`da geçen bir vasfıdır (A`râf, 7/157). Peygamberin ümmî olması; onun insanlara aktardığı bilgilerin akıl, tecrübe ve duyu organlarıyla elde ettiği bilgiler olmadığını, çünkü onun bu anlamda bir tahsil görmediğini, tebliğ ettiği bilgilerin yüce kudrete, ilmi sınırsız Yaratıcı`ya dayandığını ifade eder. Peygamber, entelektüel bilgiye sahip bir insan olsa idi, muhatapları üzerindeki etkisi azalır, kendi bilgilerini aktardığı ileri sürülürdü. Nitekim Kur`ân`-da bu gerçek şöyle dile getirilmiştir: "(Ey Muhammed!) Sen bundan önce bir kitap okumuyordun, elinle de onu yazmıyordun, öyle olsaydı, (Allah`ın sözünü boşa çıkarmaya çalışan) iptalciler şüphelenirlerdi." (Ankebût, 29/48). Hiçbir tahsil görmemiş insanın, bilimsel gerçekleri söylemesi, söylediklerinin vahye dayalı olduğunun kanıtıdır.

Cibril (a.s.), ilk vahyi getirip "oku" dediğinde Hz. Peygamber (a.s.) "Ben okuyan biri değilim." demesi (Buhârî, Bed`u`l-vahy, 3) onun ümmî olduğunu ortaya koymaktadır. Hz. Muhammed (a.s.)`in, yetiştiği toplumda tahsil görecek bir imkânı da yoktu. Çünkü O toplum da ümmî idi. Kur`ân`da bu husus açıkça bildirilmektedir (Cum`a, 62/2). (İ.K.) DİB Dini Kavramlar Sözlüğü


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —