İMRAN KILIÇ

Tarih: 24.04.2013 00:00

Sünnet

Facebook Twitter Linked-in

Sözlükte "iyi ya da kötü tutulan yol, gidişat, davranış, hüküm, adet, kanun" gibi anlamlara gelen sünnet, (çoğulu sünen) ıstılahta, Hz. Peygamberden sâdır olan söz, fiil ve takrirlerle, O`na ait sıfatlara denir. Bu manada sünnet, hadis-i nebevî ile eş anlamlıdır.

Bir fıkıh terimi olarak sünnet, farz ya da vacib kabilinden olmaksızın, Hz. Peygamberden naklolunan nafile ibadetlerdir. (bk. Mendub) Fıkıh usulünde sünnet, Kur`ân`dan sonra şerî delillerin ikincisi olup, Hz. Peygamberin söz, fiil ve takrirleridir. Kelâm bilim dalında sünnet, bid`atın karşıtı olup, Hz. Peygamberin düşünce ve davranışlarına uygun bir hayat tarzı olarak tanımlanmıştır.

Gerek hadisçilere, gerekse fıkıh usulü âlimlerine göre sünnet, üç bölümde ele alınmıştır: a) Kavli Sünnet: Hz. Peygamberin herhangi bir konu hakkında sözlü olarak yaptığı açıklamalardır. b) Fiili Sünnet: Hz. Peygamberin herhangi bir konudaki fiillerinin, sahabe tarafından görülüp nakledildiği haberlerdir. c) Takrirî Sünnet: Hz. Peygamberin, huzurunda sahabe tarafından söylenen sözleri ya da işlenen fiilleri reddetmeyip susması, onaylaması veya güzel karşılamasıyla oluşan sünnettir.

Delil değeri açısından sünnetler, sünnet-i hudâ ve sünnet-i zevâid kısımlarına ayrılır: Sünnet-i hüdâ, İslâm Dini`nde alamet olarak kabul edilen ve oldukça önem verilen ezan, ikâmet, cemaata devam etmek gibi sünnetlere denir. Bunlar sünnet-i müekkede hükmündedir, yapana sevap verilir. Yapmayan cezalandırılmaz ama kınanır. Sünnet-i zevâid, Peygamber (a.s.)`in yeme, içme, giyinme, uyuma adabı gibi ibadet kasdı olmadan, insan sıfatıyla yaptığı mutad davranışlarına denir. Bu gibi hususlarda Peygamber (a.s.)`e uymak müstehap ve şefaatine vesiledir. Sünnet-i zevâide uymayan bir kimse, cezalandırılmayı ya da kınanmayı da hak etmez.

Sünnet, dini hükümler için Kur`ân`-dan sonra gelen ikinci ana kaynaktır. Kur`ân`daki hükümlerin açıklaması ve Kur`ân`da bulunmayan hükümler için sünnete bakılır. Sahih sünnet, ibadet, muâmelat, ukubat ve ahlâk da delil teşkil eder. İtikâdi konularda yalnızca mütevatir sünnet delil olur. Haramı, helalı ortaya koyma konusunda Kur`ân`la sahih sünnet arasında fark yoktur. Sünnet, hiçbir zaman Kur`ân`a aykırı düşmez.

Kur`ân`da ve hadislerde, sünnetin değeri konusunda şöyle buyurulmaktadır: "Allah`a ve Peygambere itaat edin ki merhamet olunasınız." (Âli-İmrân, 3/132), "Kim Peygambere itaat ederse Allah`a itaat etmiş olur..." (Nisâ, 4/80), "(Rasûlüm) De ki: Eğer Allah`ı seviyorsanız, bana tabî olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayan ve acıyandır." (Âli-İmrân, 3/31), "...Şüphesiz ki, sen insanları dosdoğru yola, göklerin ve yerin sahibi olan Allah`ın yoluna iletirsin..." (Şûrâ, 42/52, 53); "Size iki şey bıraktım. Bunlara sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz: Allah`ın kitabı ve benim sünnetim." (Ebû Dâvûd, Sünnet, 5; Tirmizî, Menâkıb, 31; Ahmed, IV/127), "Haberiniz olsun ki, bana Kur`ân ve onunla birlikte bir benzeri daha verildi. Dikkatli olun ki, koltuğu üzerindeki karnı tok bir adamın, "size şu Kur`ân yeter, onda helal olarak bulduğunuzu helâl bilin, haram olarak bulduğunuzu da haram bilin." diye konuşması oldukça yakındır..." (Ebû Dâvûd, Sünnet, 5; İbn Mâce, Mukaddime, 2; Tirmizî, İlim, 10; Ahmed, IV/131).

Kur`ân`a göre sünnetin yeri şöyle ifade edilebilir: a) Sünnet, Kur`ân`ın kapalı ifadelerini açıklar. b) Kur`ân`da temelleri var olan tamamlayıcı hükümler getirir. c) Kur`ân`da hiç bulunmayan müstakil bazı hükümler koyar. d) Kur`ân`daki hükümleri te`yid eder.

Buna göre sünnetin açıkladığı veya bağımsız olarak koyduğu hükümleri Kur`ân`da arayıp da bulamayınca, "bunlar Kur`ân`da yoktur, dinî hüküm değildir..." gibi bir anlayış tamamen yanlıştır. (A.G.) DİB Dini Kavramlar Sözlüğü


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —