M. KEMAL ATİK

Tarih: 05.04.2013 00:00

Sadi-i Şirazi"nin: Âkil Adamları

Facebook Twitter Linked-in

Değerli Okurlar, Müslüman doğuda yetişen en sevimli, en insani bir ahlakçı ve mutasavvıf olarak bilinen Sadi-i Şirazi"den söz etmek istiyorum bu günki yazımda.

1219-1292 yılların Şiraz"da doğan ve orada vefat eden

Sadi hep yaşamın içinde kaldı. Sürekli yaşamı yorumladı. Düşüncelerine kaynak olarak daima yaşamı adlı. O, bireyleri yalnız olarak değil, geniş bir toplumun üyeleri olarak inceledi. Bu toplumun içinde hükümdarlar, vezirler, yoksullar, zenginler, dervişler, askerler, memurlar, sanatkarlar, işçiler, şairler, herkes yerli yerince yerini aldı.

Sadi"ye göre toplum her türlü uzuvlarıyla bir bütündür. Mutlu birey ancak dürüst, düzenli ve olgun bir toplumda yaşayabilir. Toplumun düzenini sağlamak için de her türlü insan ve kurum ona göre vazifelidir. Bir çoban hükmünde olan devlet yöneticisi yani hükümdar da kendi halkının hizmetçisidir. Ülkenin yönetimi, barış ve güvenlğinden o sorumludur. Aynı şekilde ülkenin bütünlüğü tehlikeye düştüğünde de yine o sorumludur.

Ülke bütünlüğü tehlikeye düştüğünde, düşman iç ve dıştan ülkeyi sardığında çıkış yolu olarak nasıl bir yol izlenmesi ve kimlerin akil insan olması hususunda Sadi bakın ne söylüyor:

"Düşmanın yüzüne gülmek, savaş çıkarmaktan daha iyidir. Düşmanın gücünü kırmak mümkün olmuyorsa, fitnenin kapısını hediyelerle kapamak gerekir. Eğer düşmanın zarar vermesinden korkuyorsan tökez yerine yoluna altın dök. Çünkü para keskin dilleri kesmez eder. Tedbir ve  aşağıdan alma yoluyla cihanı elde edebilirsin. Düşmana dost gibi davran, taki fırsat bulunca işini bitiresin. Çapulcularla savaşmaktan çekin. Ben damlalardan sel olduğunu çok gördüm. Düşmanlarını azalt. Düşmanın dost kalması daha iyidir.

 Düşmanı dostundan fazla olan kişinin düşmanı şen, dostu mahzun olur. Senden daha güçlü olan bir ordunun üstüne atılma. Neştere yumruk vurulmaz. Fil gibi güçlü olsan da barış daima savaştan üstündür. Düşman barış istediği zaman sen yüzünü döndürme. Fakat savaş isterse ondan da dizgin çevirme. Savaş kapısını önce düşman kaparsa senin değerin ve heybetin yüzbin kat artar. Düşmanla savaşmaya yürekli adamları yolla. Arslanlarla arslanları dövüştür.

Âkil İnsanlar

Barış ve güven meselelerini görüşmede düşünceleriyle,  tecrübeleriyle, bilgileriyle, yaşlarıyla sözleri dinlenen, otorite durumunda olan, sevilip sayılan, insanlardan yararlan. Sen kılıç kullanan gençlerden değil, çok bilen ihtiyarları tercih et. Filleri yıkan, arslanları tutsak eden gençler, ihtiyar tilkinin hilesini bilmezler. Dünyayı görmüş adam, feleğin soğunu, sıcağını tattığı için akıllı olur. Asker dışlanmamalıdır. Aksi halde elini kılıca götürmekten esirger. Eli boş, gönlü kırık bir asker, savaş meydanlarında erlik gösterebilir mi? Ülkenin kalkınmasını istiyorsan, devlet işlerini bilginlere ve tecrübelilere havale et. Askerlerin başına savaşlarda çok bulunmuş olanlardan başkasını geçirme. Zor işleri gençlere verme. Çünkü  yumrukla örs kırılmaz. Halkın gönlünü almak ve askeri idare etmek oyunca değildir. Tüm bu gerçekleri yaşararsan sonunda halk ardından koşup  gider. Aksi halde tarihe bahtsız ve  lekeli bir  hükümdar olarak gömülüp gidersin."


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —