"Globalleşmek" kendi çizginden
dışarı taşmak, kapalı dünyana pencereler ve kapılar açmaktır. Dışarı açılmanın
en kötü yanı da, olası bir grip salgınından veya havanın kirlenmesinden aynı
şekilde etkilenmektir. Durum böyle olunca Amerikalı bir hıyarın kredi kartında
yaptığı harcamanın geri dönüşünün olmayışından mikro düzeyde, bu mikrolardan
oluşan kriz ile Amerika"nın krize girmesinden ise makro düzeyde etkileniyoruz.
Çin ve Hindistan gizli
ekonomik güçler; saman altından su götürüyorlar. Altın fiyatlarının niçin bu
kadar yükseldiğini biliyor musunuz? Rezervlerini altına doğru döndüren bu iki
devlet, düğünlerimiz de damatların seri kelimelerine maruz kalıyor. Tavşan dağa
küsmüş dağın haberi yok
Petrolde ki 20 dolardan 150
dolara olan süper sıçrayış nasıl oldu? Acaba petrol devletleri el mi
değiştirdi? Sizce Kuzey Afrika"ya o muhteşem özgürlük bayrağı nasıl çekiliyor?
Ülke saymak istemem, kimin petrol kuyularında şirketi varsa o ülkeler keyfi
olarak zenginleşmekteler
Kısacası benim
Hacı Mehmet"imin cebine ince ayar delik olacak
"Küre-sel-leş-mek"" içerisinde dönen
dolaplardan "küre""; etkileme gücünden
"sel""; oluşturduğu pis kokusundan ve zararlı etkilerinden, arkasında bir
yığın ölü bıraktığından "leş"" ve uygulanma şartından da "mek"" kelimeleri
geliyor. Buyurun afiyet olsun
Hani bir kaos teorisi vardı;
dünyanın diğer tarafında bir kelebeğin kanat çırpışları diğer tarafa fırtınalar
şeklinde yansıyordu ya, aynen böyle oluyor sistemde, eğer kırılgan ve dalgalı
bir ekonominiz olursa, Amerika hapşırıyor, pis nefesi sizde fırtınalar
oluşturuyor. "küreselleşmek"" böylesi bir handikap oyunu işte.
Eğer kendi ayaklarımızın
üzerinde durmayı öğrenemezsek, ekonomimizde ki dışa bağımlılığı kaldıramazsak,
küreselleşmenin sadece yuvarlak kısmı oluruz, yani bizle topla oynar gibi
oynarlar. Hem yönetimsel olarak hem de ekonomik olarak
Amerika yıllık ekonomik
planlarını yapıyor. Bir türlü kapatamadığı ve asla kapatamayacağı, koca delik
haline gelmiş ekonomik açığını halkına mal etmek için kavgalar çıkarıyor.
"Zenginleşme vergisi"" ülkede ki mali gücü yüksek kısmı öyle böyle rahatsız
etmedi; taşları yerinden oynatıyor. Siz tutun ülkenin en zengin insanlarının
oturduğu temsilciler meclisinden "zenginlerden vergi alalım mı?"" diye sorun!
Sonuç olumsuz
Türkiye yıllık ekonomik
planlarını yapıyor. Ekonomik olarak açık vermeden ilerlemenin yollarını arıyor.
Zenginlerin güdümünde olan meclisimiz "yoksullar vergisi"" çıkarıyor sürekli.
Eh bu kadar zenginin oy kullandığı meclis, vergileri ve vergi oranlarını bile
okumadan evet oylarını yapıştırıyor ve sonuç kabul ediliyor. Alt tabakanın olan
bitenden haberi yok.
Yoksul insanın (asgari ücretli
=740 TL maaş alan) ekmeğinden %1, yemeğinden %8, teknolojisinden %18,
diğerlerinin bir çoğundan zincirleme vergilerle %28 vergi alırsan,
sigortasından maaşın %40 kadar para alırsan, elektrik ve su ile maaşın %15"ini
alırsan; be mübarek bu adamda kalan parayı şimdi kime vereyim nasıl pay edeyim.
Ev sahibine mi, dolmuş parasına mı, yiyebilirse tatlıcıya mı, kuruyemişçiye mi,
ayda bir kez uğranacak ve yarım kilo kıyma denilecek olan kasaba mı? Ve benim
aklıma gelmeyen diğer haller
Başa dönelim isterseniz.
Amerika bir kelebek kanatlarını çırpıyor, Kahramanmaraş"ın Yörük Selim
mahallesinde ki Ökkeş"in sofrasında et eksik, "canım etli yemek çekiyor"" diye
karısıyla Ökkeş"in arasında fırtınalar kopuyor. İşte ben de buna "Ökkeş Teorisi""
diyorum. Acaba bu Ökkeş teorisi mi bu ülkenin gerçeği yoksa Amerika"nın kaos
teorisi mi?