İyi insan olmanın
göstergelerinden biri doğru sözlü olmaksa asrın hastalıklarından biri de doğru
sözlü olamamaktır."Dilin kemiği yok" hesabı söylenenlere bakılırsa, doğru
sözlülük rüzgâra karışıp uçup gitmiş sanki. Bir yerde, doğru sözlü olanlar
nerede ki kınanacak duruma gelmişlerse yaşanan o zaman fesada uğramıştır artık.
Doğru sözlü olanları, doğruca hareket edenleri toplum taşıyamaz hale gelmişse
işte bu çok daha acı ve utanılacak bir durum!
Allah Resulünün söylediklerini
hâşâ uçuk bulanlara, en kritik zamanda:"O söylüyorsa doğru söylüyor!" diyebilen
Hz. Ebubekir"in cesaretini, doğru sözün ve doğru olanın arkasında durmak uğruna
misli ile gösteren adamdır en doğru sözlü olan. Sırtındaki elbisenin hesabını
soran kişiye, tatmin edici cevabı veren Hz. Ömer"in açık yürekliliğidir doğru
sözlülük."Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy!" gafil sözünün arkasına
sığınanlardır doğru sözlülüğü ifsat edenler.
Doğru sözlülük, içindeki sesle
uyumlu olmaktır, hareket ve davranışlarında da doğru olmaktır. Davranışları
doğru olmayanın, kendisine ait sözleri de doğru değildir, başkalarına ait doğru
sözleri tekrar ve nakletseler bile. Kişinin, içinden geçeni Allah"ın bildiğini
nefsine dikte ettirmesi ve onaylatmasıdır doğru sözlülük, aynı zamanda sınavı kaybetme
çizgisi de tam burası.
Her asrın değişik sınavları
olmuştur geçmişten günümüze, bu asrın sınavlarından birisi de budur işte yani
doğru sözlü olabilmek. Bu sınavı başaramayanlar, kokusu belki geç çıkar ama
hiçbir sınavda başarılı olamazlar. Kazanmak ayrı şey, utmak ayrı bir şeydir.
Utmak, başarılı olmak değildir. Dünya ve ahiret insanlarının güzelliği olan
doğru sözlülüğün terk edilmesi, kıyametin habercisi, belki de ta kendisidir.
İki kutuptan hangisi daha fazla yüklü ise diğerini çekecektir, eksi kutup
güçlendiğinde zıttı artı kutbu çekecektir, infilak da o zaman olacaktır işte.
Güzellikler denilen iyi
huyları terk etmek küçük kıyamet olsa gerek. Büyük kıyamet, dünyaya ait her
şeyin silme düzlenmesi, yani sıfırlanmasıdır. Bunun henüz olmayışına bakıp
serinlemek ise bir aldanıştır. Her şey silme olduktan sonra yapacak ne kalır
ki?
İçten başka söyleyip dilden
başka söylemek doğru sözlü olmamak demektir. Bunun sokak ağzındaki deyişini
yazmaya elim varmıyor, kabalaşmak hoş bir şey değil çünkü. Ama münafıklık ne
demektir, bilmeyip de merak edenler baksınlar tarifine bir. İyi ile kötü
arasındaki ince çizgiyi iyi tanımak insanın faydasınadır. İnsanlar bu çizgide
belki de yanacaklar, ya özü ve sözü doğru olacaklar ya da çizginin gerisine
düşecekler. Bu sınav korkunç bir sınav ama herkesin karşısında, belki de
ensesinde durmakta.
Herkes önce kendisine, hemen
arkasından da çevresine bir iyilik yapmalı, hem de vakit geç olmadan, eğer
düzeltmeye güç yetirilemiyorsa bu iş için doğru sözlü olmayanlardan derhal yüz
çevirmek kâfi.
Biraz da, dürüstlük isteyenler
tavırlarını belli etsinler lütfen! Yine kendisine sığınırız ama Allahın gazabı
kötülere ve kötülüklere tavır almayanları da kuşatacaktır, bu da belli!