NUSÜK: Sözlükte "kulluk, ibadet, taat; kurban,
kan" gibi anlamlara gelen nüsük, dinî bir kavram olarak da, sözlük
manasına uygun olarak, ibadet, Allah`a yakınlaşmak için yapılan her türlü taat;
kurban ve kurban kesmek demektir. (İ.P.) DİB Dini Kavramlar Sözlüğü
MENÂSİK: İbadetgah, ibadetin-zühdün yolu, usulü, kurban
boğazlanacak yer, bir adamın alıştığı yer anlamlarına gelen mensek kelimesinin
çoğuludur. Dinî bir kavram olarak, en geniş anlamda ibâdet, Allah`a yakınlaşmak
için yapılan her türlü taat; hac ibadeti esnasında yerine getirilmesi gereken
vazifeler; kurban kesmek ve kurban kesilen yer anlamına gelmektedir. Aynı
kökten türeyen nüsük kelimesi de aynı anlamlardadır. Ayrıca hac menâsiki
anlamına meşâir de denilmektedir.
Nüsük ve menâsik kelimeleri Kur`-ân`da geçmektedir: "De
ki: Namazım, ibadetlerim (nüsükî), hayatım ve ölümüm, âlemlerin Rabbi Allah
içindir.`" (En`âm, 6/162).
Menâsik kelimesi en yaygın kullanımıyla hac ibadetini
oluşturan uygulamaların tamamı, hac esnasında yerine getirilmesi gereken
vazifeler anlamına gelmektedir. Hz. İbrahim`in, Kâbe`nin inşasını tamamlayınca
menâsiki kendisine öğretmesi hususundaki duası Kur`ân`da anlatılmaktadır
(Bakara, 2/128). Hz. İbrahim Kâbe`nin inşasını tamamlayınca "Yâ Rab!
Kâbe`nin inşasını tamamladım, şimdi bana menâsiki öğret." diye dua eder.
Bunun üzerine Allah Teâlâ Cebrail`i gönderir. Cebrâil de, Hz. İbrahim`e haccın
nasıl yapılacağını öğretir. Peygamberimiz de, "Hac menâsikini benden alın,
benden gördüğünüz gibi yapın." buyurmuştur (Müslim, Hac, 310). Buna göre,
Kâbe`yi tavaf etmek, Safâ ile Merve arasında sa`y etmek, Arafat ve Müzdelife
vakfeleri, şeytan taşlama, kurban hac menâsikindendir.
Kurban ibadetine de, menâsik veya nüsük denmektedir. Kesilen
kurbana nesîke denir. Kur`ân-ı Kerim`de, "Her ümmet için, Allah`ın
kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O`nun adını
anarak kurban kesmeyi (mensek) meşru kıldık." buyurulmaktadır (Hac,
22/34). Nüsük, özel olarak, hacda kesilen kurbana denir. Kur`ân`da,
"İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa, fidye olarak ya
oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi (nüsük) gerekir."
buyurulmaktadır (Bakara, 2/196). (İ.P.) DİB Dini Kavramlar Sözlüğü
UMRE: Sözlükte "ziyaret etmek" anlamına gelen
umre, dinî bir kavram olarak, özel bir şekilde Kâbe`nin ziyaret edilmesini
ifade etmektedir. Arafe, nahr ve teşrik günleri dışında senenin her zamanında yapılabilen
bu ibadetin ömürde bir defa yapılması sünnet-i müekkededir. Ömürde bir defa
yapılması sünnet-i müekkede olmakla birlikte daha fazla da yapılabilir. Hz.
Peygamber, "Umre, kendisiyle diğer umre arasında işlenilen (küçük)
günahlara keffarettir. Hacc-ı mebrûrun karşılığı ise ancak cennettir."
buyurmuştur (Buharî, Umre, 1; Müslim, Hac, 437).
Umre için dışarıdan gelenlerin mîkât mahallerinde, Mekke`de
bulunanların ise hill bölgesinde ihrama girmesi gerekir. İhram umrenin
şartlarındandır. Umre yapmak isteyen kişi, umre yapmaya niyet eder ve telbiye
okuyarak ihrama girer. Bundan sonra Kâbe`yi tavaf edip Safâ ile Merve arasında
sa`y ettikten sonra tıraş olarak ihramdan çıkar. Umrenin tek rüknü, Kâbe`yi
tavaf etmektir. Sa`y ve tıraş olmak ise umrenin vaciplerindendir. (İ.P.) DİB
Dini Kavramlar Sözlüğü
İHRAM: Hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, diğer
zamanlarda helâl olan bazı fiil ve davranışları, hac veya umrenin rükünleri
tamamlanıncaya kadar kendine haram kılmasıdır. İhramın, niyet ve telbiye olmak
üzere iki rüknü vardır. Niyet, hac veya umre yapmaya karar vermektir. Niyetin
dil ile yapılması müstehaptır. Telbiye ise, "Lebbeyk, Allahümme lebbeyk,
lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne`l-hamde ve`n-ni`mete leke ve`l-mülk, lâ
şerîke lek (Allâh`ım, davetine isteyerek uydum, emrine amadeyim. Senin eşin ve
ortağın yoktur. Sana yöneldim, hamd senin, nimet senin, mülk de senindir. Eşin
ve ortağın yoktur)" demektir.
İhrama girmeden, tırnakları kesmek, temizlik için gusletmek,
güzel kokular sürünmek, ihram denilen iki parça örtüye bürünmek ve ihram
elbisesini giydikten sonra iki rekat namaz kılmak sünnettir. Namazı kıldıktan
sonra niyet eder ve telbiye söyleyerek ihrama girer. İhramda bulunduğu sürece
fırsat buldukça yüksek sesle telbiye getirmesi de sünnettir.
Niyet ve telbiye ile birlikte ihramın yasakları başlar. İhramlıya, vücudundaki saç ve kılları kesmesi, yolması veya tıraş etmesi; tırnak kesmesi; dikişli elbise giymesi (erkekler için); güzel koku sürünmesi; süslenmek için yağ, boya vb. makyaj malzemesi kullanması; başını (erkekler için) ve yüzünü örtmesi, eldiven, çorap ve topukları örten ayakkabı giymesi; cinsi münasebette bulunması; avlanması; harem bölgesindeki bitkileri kesmesi yasaktır. (İ.P.) DİB Dini Kavramlar Sözlüğü