M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 05.10.2012 00:00

Bilgi Edinme ve Yorumlamanın Bittiği Zaman

Facebook Twitter Linked-in

Şu zamanda fikir üretmenin, yorum yapmanın yeteri kadar itibar görmediğini düşünüyorum, hatta iddia ediyorum! Çok mu ileri gidiyorum? Gelişen ve değişen dünya şartlarında bir gözlem ve değerlendirme yapıldığında bu ifadede ne bir haksızlık, ne abartı, ne de bir yanlışlık var, hiç değilse bana göre!

Bazı topluluklar adına düşünen ve yorum yapanlar, bir kısım çevreler ve kuruluşlar adına onları temsilen fikir beyan edenler var görünse de, hadi haksızlık etmeyelim, bunlardan çok azı hariç büyük çoğunluğu, merkezde oturup görünmez taraftan dünyayı yönetenlerin fikirlerini ya deklare etmekten, ya da onların bahşettikleri (!) hürriyet nispetinde beyanda bulundukları ile yetinmekten ve teselli olmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar.

Okuma ve bilgi sahibi olmanın bittiği yerde fikir yürütme veya olayları yorumlama gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Daha çok konuşmayı seven bir toplumda, tamamen haksızlık da etmeyelim, az miktar da olsa okuyan ve bilenlerin bulunduğu ortamlarda, bunları dinleyen kaç insaflı kişi vardır? Bunlar da toplumun geneli üzerinde yerini bulmayan, konuşulduğu yerden bir adım ileri gitmeyen, gitse de itibar edilmeyen beyanlardan başka bir şey olamamaktadır.

Bunları, hiç kendimizi yormadan, çevremizde bulunan insanların davranışlarından ve günlük yaşamlarından anlamak mümkündür. Bırakalım okumayı, bilgi edinmeyi, hatta göz gezdirmeyi, satın aldıkları gazetelerin sayfalarını bile çevirmeyen insanların her gün onlarcasını görmekteyiz. Daha çok paparazzi ile ilgilenildiğini, magazin türü yazıların daha çok okunduğunu ben de bilmekteyim. Zaten anlatmaya çalıştığımız da bu değil midir? İçerisinde fikir ve yorum bulunmayan anlatımlarla topluma, sanata, siyasete, üretime ve daha nicelerine kim nasıl katkıda bulunabilir ki? Belki de biz çok şeyler beklemekle yanılmaktayız, toplumun böyle olmasını isteyen gizli gücü görememekteyiz!

Dünya konjonktüründe egemen güçten haberdar olmayanlarla, haberdar olduklarını toplumlarıyla paylaşmayanların uyumlulukları sayesinde dünya şekillendirilmektedir. Böyle toplumlarda fikir sahibi olmaya, düşünen insanlara ve olanları ve olması gerekenleri yorumlayacak kişilere ne ihtiyaç vardır, ne de yer vardır. Bugün, bizler (!) sayesinde küçük bir grup dünyayı yönetmeye yeterli ve yetkilidir! Küçük birimler için de aynı durum geçerlidir. Zaten o küçük birimler ara şalterler durumundadır. Onların varlıkları merkezdekiler için hem faydalıdır hem de zorunludur!

Gördüklerimi yorumlamaya çalışmakla beraber bir kısım okuyucularımın dediği gibi fazla karamsar tablo çizmekten benim de içim kararmaktadır. Bu yüzden de çok sık yazamamaktayım! İçimiz kararsa da, halen bir şeyi değiştiremesek de tehlikenin geliş sesini duymak ve gelişini görmek zorundayız. Kimileri için sürekli kazanmak, kimileri için de hiç değilse en az zahmetle nimete kavuşmak arzusu, bizi kuşatan en büyük bela olmuştur. Kapitalizmin beslediği bu tipler diğerlerinin gırtlağını sıkmaktadır.

Ne diyelim, namuslu yaşayana, imkânsızlıklara ve her şeye rağmen bilgi edinme gayretinde olanlara, insanların kurtuluşu veya selameti için bildiklerini katarak gördüklerini cesaretle yorumlayanlara aşk olsun, selam osun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —