7325- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Gazvelerinin birinde Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm`la beraberdik.
Derken bir kavme uğradı. "Siz kimsiniz?" diye sordu.
"Bizler müslümanlarız!" dediler. Bir kadın tandırına yakacak
atmakla meşguldü ve yanında bir oğlu vardı. Tandırın alevi yükselince kadın
çocuğu uzaklaştırdı. Sonra kadın, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm`ın yanına
geldi ve:
"Sen Allah Resûlüsün öyle mi?"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Evet!" deyince, "Annem ve babam sana feda olsun! Allah
Erhamu`r-Rahimîn (yani merhametli olanların en merhametlisi) değil mi?"
dedi. Kadın, "Evet!" cevabını alınca bu sefer: "Allah`ın
kullarına olan rahmeti, annenin yavrusuna olan merhametinden daha fazla değil
mi?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm yine: "Elbette!"
buyurdu. Kadın: "Anne çocuğunu asla ateşe atmaz! (daha merhametli olan
Allah kullarını nasıl cehenneme atar?)" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalâtu
vesselâm ağlayarak başını eğdi. Sonra başını kadına doğru kaldırarak:
"Şüphesiz Allah, hak yoldan sapıp O`na itaat etmeye tenezzül etmeyen ve
tevhid kelimesini söylemekten imtina eden azgın kulundan başka kullarına azab
vermeyecektir" buyurdu."
7326- Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ateşe sadece şakî
olanlar girecektir." Ashab: "Ey Allah`ın Resûlü! şakî kimdir?"
diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Allah için hiçbir ibadette
bulunmayıp, hiçbir günahı terketmeyen kimsedir" diye cevap verdi."
7328- Ebu Musa el-Eş`âri radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ben, ümmetimin
yarısının cennete girmesi ile şefaat (sahibi olmam) arasında muhayyer
bırakıldım. Ben şefaati tercih ettim. Çünkü şefaat, daha şümullü ve ümmetimin
(toptan kurtuluşuna) daha yeterlidir. Şefaati siz müttakilere mahsus mu
biliyorsunuz? Hayır! O muttakiler değil günahkârlar, hatalılar ve pis işlere
karışan (müslüman)lar içindir."
7329- Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şu dünya ateşiniz
var ya! Bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür. Eğer o, su ile iki
kere söndürülmemiş (harareti giderilmemiş) olsaydı, ondan faydalanamazdınız.
Şurası muhakkak ki, bu dünya ateşi, aziz ve celil olan Allah`a, bir daha eski
hararetine döndürmemesi için dua eder."
7331- Hâris İbnu Ukayş radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şurası muhakkak
ki, benim ümmetimde öyle şefaati makbul kimseler var ki, birinin şefaatiyle
Mudar kabilesinin insanlarından daha çok kimse cennete girecektir. Benim
(davetime muhatap olan) ümmetimden öylesi de var ki, vücudu ateş için irileşir
ve cehennemin bir köşesini teşkil eder."
7333- Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kıyamet günü ölüm getirilir. Sırat
üzerinde durdurulur ve: "Ey cennet ahalisi!" diye nida edilir.
Cennettekiler, (bu çağrı üzerine) içinde bulundukları (o güzel) yerden
çıkarılacakları korku ve heyecanıyla bakarlar. Sonra da: "Ey cehennem
ahalisi!" diye nida edilir. Onlar da içinde bulundukları (o fena) yerden
çıkarılacakları ümid ve sevinciyle bakarlar. (Ölüm gösterilerek) "Bunu
tanıyor musunuz?" denilir. (Cennetlikler ve cehennemlikler hepsi bir
ağızdan:) "Evet! Bu ölümdür" derler."
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdu ki: "Bundan sonra
emredilir ve Sırat üzerinde ölüm kesilir. Sonra her iki tarafa birden:
"Haydi bulunduğunuz hal üzere ebediyet sizindir, burada artık ölüm
yoktur" denilir."