Tarih boyunca hep dost görünümlü,
istismarcıların aleti olmuşuz. İstismar edilmişiz. Nitekim Birinci Cihan Harbine
girişimizde de bir oldubittiye getirilerek katılmışız. Almanların oyuncağı olmuşuz.
Türk Ordusuna Alman subaylar kumanda etmiş. Tabii Mehmetçiğin özünü, ruhunu
bilmeyen bu yabancı subaylar da felaketimize neden olmuşlar. Onlar çekip gitmişler,
bu acı faturayı bu necip millet ödemiş. Bu gün, gözüken şu tabloya bakıp da
aynı oyunun oynandığını fark etmeyenimiz var mı? Varsa, hala her şeyi aliyyülâlâ
görenlerin basireti bağlanmış demektir. Bu kadar gaflete de pes denir
1915 te Almanların isteği ile
Sina"yı geçip, Süveyş"i, Mısır"ı ele geçirme girişimi Almanların isteği doğrultusunda
gerçekleştirilmeye çalışılmış. Yanlış taktik ve strateji sonucu Osmanlı Ordusu,
perme perişan, İngilizlerin karşısında gerileyerek, Filistin ve Suriye ye
doğru çekilmeye başlamış. Osmanlı Padişahı, Halife-i Ruy-i Zemin in cihat
çağrısına rağmen İngilizlerle iş birliği yapan Müslüman Filistinli, Suriyeli
Araplar Osmanlı Ordusunu arkadan hançerlemişlerdir. Göz nuru, alın teri
Abdülhamit Han"ın inşa ettirdiği Hicaz Demiryolları Araplar tarafından imha edilmiş,
Osmanlı Ordusu"nun bütün ikmal yolları kesilmiştir.
Mahallemiz sakinlerinden,
Mısır"da Kanal Muharebelerine katılan, sağ kolunu bir İngiliz topçu ateşi
sırasında kaybeden rahmetli Çolak Ökkeş amcadan çok trajik olaylar dinledim.
"İngiliz topçu ateşine muarız
kaldık. Kolum kopmuştu, kanım durmuyordu. Bu halimle İngilizlere esir düştüm.
Kanım dursun diye, kalan kısmını sağlam elimle açtığım kum çukurlarına gömerek
kanamamı durdurmaya çalışıyordum. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. O Almanlar var ya,
ne gâvur Almanlar, bizi Kanal"da bile, bile İngilizlere kırdırdılar."" Diye
anlatırdı.
Osmanlı Ordusu Yıldırım Orduları
komutanı Alman Liman von Sanders Paşa görevden alınır. İngiliz ilerleyişi sürer.
Taki, Halep ve Şam" dayanır. Komutaya atanan Mustafa Kemal Paşa kurduğu savunma
hattıyla Suriye"de, Şam-Halep hattıyla İngilizleri durdurur. İngilizler daha
fazla ilerleyemez. Bu cephe mücadelesi verilirken Mutafa Kemali kuşatan
Arapları Mustafa Kemal kırbacıyla dağıtır. Suriye Cephesinde binlerce Mehmetçik,
hastanelerde savunmasız bir durumda Arap milisler tarafından katledilir.
Eğer kalırsa, Misak-ı Milli
ile çizilen Türkiye- Suriye sınırı böylece belirlenmişti. Tarihçilere göre;
Milli Mücadeleyi gerçekleştiren Türk Ordusu da Suriye Cephesinden arta kalan
nüve tarafından oluşturulmuştur. Suriye Cephesi savunmasından sonra zaten Mondoros
Ateşkes Antlaşması imzalanmış, Mustafa Kemal de İstanbul"a dönmüştür.
Bizim nesil dedelerimizden
bire bir Arap ihanetleri yaşayan kişiler olarak, onların anlattıklarıyla büyüdük.
Benim iki dedem de Abdülhamit dönemi Hicaz da Mekke"de askerliklerini yapmışlardır.
Hacca ve Umre ziyaretlerine gidenlere önerim. Mekke"de Suudlar"ın ulusal
kahramanı kabul ettikleri İngiliz casusu Lavrens"in müzesini bir gezsinler.
İnsan orada neler, neler tefekkür ediyor. Bu Araplar, Hıristiyan Haçlılarla iş birliği
yaparak bize neler, neler etmişler. Etmeye de devam ediyorlar
Bak şu Allah"ın takdirine! Dün
Suriye cephesinde benim dedemi arkadan hançerleyip mahvedenlerin torunları
benim dar eteğime sığındı. Buna bedel ödeme denmez de ne denir? Her şeyin bir bedeli,
diyeti vardır. Ziya Paşa öyle demiyor mu?""Zalim elbet zulme giriftar olur.-Ev yıkanın
hanesi olur viran.""
Bizim necip milletimiz; hangi
yaşadığı ihaneti, unutmadı, bağışlamadı ki Suriye Cephesindeki ihaneti unutmasın?
Yine biz İslam"ı özünde hisseden, yaşayan bir millet olarak, din kardeşlerimize
ilişkin görevlerimizi yapacağız. Ecrini de Cenab-ı Allah"tan bekliyoruz. Bu
millete ihanet edenin hasmı Allah"tır. Allah her şeyin en iyisini bilendir.
Düşününce, tarih boyunca, buna mümasil birçok olay yaşamışız. En son Filistin lideri
Yaser Arafat"ın Türk Milleti için söylediği şu söz çok manidardır:""Bu millete
ihanet edilmez. İhanet edenin cezasını bir vesile Allah mutlaka verir.""
demiştir.