İMRAN KILIÇ

Tarih: 03.05.2012 06:05

Çakma Kardeşlik

Facebook Twitter Linked-in

Çakma sözü, son zamanlarda, mecaz manada o kadar çok kullanılır oldu ki zengin dilimiz bir deyim daha kazandı. Türk Milleti?nin, kelime türetmede o denli velüt muhayyilesi var ki, türemiş kelimelere bakınca, bunun parlak bir zekâ ürünü olduğuna ister istemez kabulleniyoruz. Bunu en veciz olarak Ziya Gökalp Lisan adlı şiirinde:??Yeni sözler gerekse/Bunda da uy herkese./Halkın söz yaratmada ,/Yollarını benimse.?? Mısralarıyla ifade etmiştir. Çakma sözü çıkış noktası olarak; hırsızlık, çalıntı, gümrük yolsuzluğu ile yurda sokulmuş otomobillere, bu işin mafyalığını yapanlar tarafından, ruhsat çıkarmak için, orijinal motor ve şase numaralarının üzerine sonradan numara vurmak şeklindeki işlevin adı olarak konmuş. Birçok ünlü de ucuz diye motor ve şase numaraları sonradan vurulan bu arabalardan satın almış ve başları belaya girmiş. Hatta hapis yatanlar olmuş.

Buradan hareketle, günlük dilimizde; taklit markalara, sahte etiketli mallara, kalitesiz ürünlere çakma tabiri kullanılır olmuştur. Her şeyin hasına, kalitelisine önem veren halkımız da bu ürünlere itibar etmez olmuştur. Nerden mülhem olduysa bende de son zamanlarda, çakma Türk ve çakma kardeşlik deyişi kafama takılır oldu. Hiç bir zaman, ari ırk, üstün ırk tezinin savunucusu olmadım. Türk olmak; kendini bu millete mensubiyetini hissetmekle ilgilidir. Kuru, boş övünç vesilesi değil, bir kültür, duyuş birikiminin adıdır Türklük?

Agos Gazetesinden Hırant Dink?in öldürülmesini hiçbir vicdan sahibi hoş karşılayamaz. Bu şen?i cinayeti işleyeni, azmettireni lanetlemeyen hiçbir Türk olamaz. Bizim ne inancımızda, ne töremizde, ne vicdanımızda böyle bir vahşet vardır. Ama bunu fırsat bilip her vesilede sokaklara dökülüp ;??Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hırant?ız ?? diyenler kimi tahkir etmedeler, kimi yargısız infaza tabi tutmadalar? İşte ben bunun için, bu güruha çakma Türk diyorum. Atılan sloganlar, taşınan pankartlar verilen demeç ve beyanlarla topyekûn hakarete maruz kalıyoruz. Sabır timsali bir milletiz. Allah bu millete Hz. Eyyub sabrı, Yakub aleyhiselatı vesselamın metanetini vermiş. Dişimizi sıkacağız. Cenab-ı Allah?ın bu millete düşmanlık edenlere Kahhar sıfatıyla muamelesini bekleyeceğiz.

Özellikle bir başka kulvarda da kardeşlikten, uhuvvetten, birlikten, beraberlikten dem vurmak moda oldu. Bunlar da bizim yeni çakma kardeşlerimiz. Bu çakma kardeşlerimize de bütün gönlümüzü yüzyıllardır açmış, bağrımızı açmış kucaklamak için nefes nefese koşmuşuz. Sonuç; kan ve gözyaşı? Ben ona; her defasında canımsın, kardeşimsin diyorum. Bakalım o benim kardeşliğimi istiyor mu? Açıkçası kendimizi kandırıyoruz. Psikolojik bir durum. İnsan oğlu başarısızlıkları karşısında, kendisini mazur göstermek için bir yalan uydurur. Giderek yalan olduğunu bildiği halde kendi yalanına kendi de inanır. Bizim durumumuz tıpa tıp buna uyuyor.

Rahmetli Ecevit de bu kardeşlik konusunda  : ??Varsın Olmasın ?? adlı şiirinde ;??O boğazdan bahseder, sen rakıyı hatırlarsın./Kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın.?? Diyerek bir Rum?a yaklaşımını ortaya koyuyor. Bu ne kadar engin bir insanlık örneği yaklaşım? Muarızına bak; ne Megolaidea?sından ne Enosis?inden vaz geçmiş. Biz yedi düvelle kardeşiz. İncil?den bir alıntı ama;??Bir yüzümüze tokat vurulunca, öbür yüzümüze de vurulması için çevrilmeye?? alıştırılmışız. Allah encamımızı hayra tebdil etsin. Bu davranış özelliğimiz bir âli cenaplık değil de yoksa saf dillik midir?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —