ÖMER BAYDEMİR

Tarih: 28.05.2012 12:39

Vefa

Facebook Twitter Linked-in

Sütçü İmam Üniversitesi?nin tanıtım amaçlı; haber bülteni, 2012 hizmetler bülteni ve tanıtım broşürünü gördüm ve inceledim. İnsan ister istemez, hey gidi günler, nereden nereye gelmişiz, demekten kendini alamıyor. Eski belediye meydanında derslerine girdiğim belediye mektebi denilen meslek yüksek okulu, Dumlupınar mahallesindeki ilkokul binasındaki ziraat fakültesi? Daha sonra, yine çalıştığım eski öğretmen okulunda yapılaşan Sütçü İmam Üniversitesi ve rektörlüğü? Ya şimdi, Avşar Yerleşkesindeki yapılar topluluğu, bunlar buraya kuşla kondurulmadı. Yerinde tespit ve canhıraş çalışma sonu olduğunu düşünen her insan taktir duygularını gizleyemez.

1992 de yeni kurulacak üniversitelere ilişkin kanun teklifinde Kahramanmaraş?ın adı yokken son anda müdahil olup listeye aldıran milletvekili Selaheddin Karademir?in adını kaç kişi anımsar? O, mütevazı insan, bu hizmetinden söz dahi etmez.

İlk rektör vekili olarak atanana Vanlı çok sancılı bir dönem yaşadı. Üniversitede tahsis edilen kadrolara, kendi mensubiyeti olan insanları atadı. 1992 yılı itibariyle Kahramanmaraş?ta istihdam konusunda dar boğaz yaşanıyordu. Onlarca alınan kadrolarda Kahramanmaraşlı isimlere rastlanmıyordu. Rektör vekili ister istemez bir kliğin adamı olarak tescilleniyordu. Onun için de çok yıprandı. Kendine muarızlar edindi. İmaj olarak; özerk kuruluşlar olan üniversitede,  her türlü bilimsel düşüncenin, özgür ortamda vücut bulduğu yer yerine orta öğrenim kurumlarına dönüştüğü gözlenir oldu.

1994 te Süleyman Demirel?in Cumhurbaşkanı, Mehmet Sağlam?ın YÖK başkanı olduğu dönemde Osman Tekinel, ıslahatçı, kurucu rektör olarak, liyakatinden dolayı rektör olarak atandı. İşi çok zordu. Yeni bir üniversite, her şey darmadağın; engin deneyimini kullanarak hızla ıslaha ve yapılaşmaya girişti. İleri yaşına rağmen, çok büyük gayretler ortaya koydu. Bu gün, büyüyüp serpilen Avşar Yerleşkesinin yer tespiti ve proje onun eseri. Bürokrasideki deneyimlerinden dolayı otoriter gözüktü. Tavizkar davranmadı. Yasa ve mevzuat neyse onun uygulayıcısı oldu. Hasılı üniversiteye göz nuru, alın teri döktü, emek verdi.

Sen bu gün kalk, bu insanın anısına, adı verilen bir salonun adını hemşerimiz şair Cahit Zarifoğlu adını vererek değiştir. Hangi mülahaza ile olursa olsun bu iş hiç şık kaçmadı. Doğrusu ayıp oldu. Benim de bir edebiyat öğretmeni olarak taktir ettiğim hemşerimiz Cahit Zarifoğlu?nun adı üniversitemizde bir birime ad olarak verilecekse, o yapı içinde çok birim var?

Rahmetli Osman Tekinel?in emekliliğinden sonra rektörlüğe Nafi Baytorun Bey atandı. Osman Tekinel beye göre daha yumuşak daha mülayim bir insandı. Kişilik itibariyle risk almayı sevmeyen, mevzuatçı bir insandı. Hep kurallar içinde kalarak mülâyemetle hizmet üretmeye çalıştı. Kimseyi de darıltıp incitmedi. Hep üniversitemizin Kahramanmaraş?la bütünleşerek hizmet üretmediği ile itham edildi. Sakin, soğukkanlı, ağırbaşlı, devlet memuru kimliği ile üniversitemize birçok fakülte kazandırdı. Kentimize ve kentimizin insanına uzak kaldı şeklindeki ithamda da bizim sahiplenmeyişimizin, uzak duruşumuzun olduğunu unutmayalım. Kim ne derse desin, her vicdan sahibi gibi o da karınca kaderince hizmette kusur etmemiştir.

Yine onun anısına da üniversitemizin bir salonunun adı verilmişti. O da kadın kahramanımız Senem Ayşe adıyla değiştirilmiş. Senem Ayşe rahmetliyi sadece Kahramanmaraş müdafaasından dolayı tanımam. Mahallemizin ebelerinden Kancı Emine bacı gibi o da diğer mahallemizin ebesiydi. Yokluklar döneminde hayatını kazanmaya çalışırdı. Oğullarından Senem Hasan da iyi hatırlarım, Kümbet?te her pazar davul dövdürür, şalvar güreşleri düzenlerdi. Güngör Gencay benin dostum, arkadaşım? Torunlar hep benim öğrencim. Aileye özel sevgim sempatim var. Sütçü İmam Üniversitesi mezunu, sınıf öğretmeni kızımın adı Senem Ayşe? Kızım adıyla hep övünç duyar ve bu adın kendisine niçin konulduğunu gurur duyarak anlatır. Torunlarım da hep biz Senem Ayşe?nin çocuğuyuz derler. Bütün bu duygusal bağlılığa rağmen bu salona Senem Ayşe adının verilmesinde bir istismar var gibi geldi bana. Eğer Senem Ayşe?ye sadakatimizi, sevgimizi göstereceksek, üniversitemizin alımlı bir yerine anıtını diker, bir farklı birimine de adını verebilirdik, diye düşünüyorum.

Günahıyla sevabıyla bu üniversiteye hizmet etmiş, çorbada tuzu olan bu insanların adları üzerinden sansasyonel eylemlere gerek yok. Bu icraatı yapanları yıpratır ve muarız

Kazanmasına neden olur. Üniversitemiz hepimizin üniversitesi her zaman bu toplumu top yekûn kucaklayıcı olmak durumundadır. Biz bunun acı deneyimini yaşadık bir kez daha yaşamak istemiyoruz. Vazifesini yapanlar, namus borçlarını ödemişlerdir. Onlara vatan haini muamelesini reva görmek büyük bir haksızlıktır.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —