Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammet Gevher, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Kutlama programını açıklayan Kahramanmaraş İl Müftüsü Muhammet Gevher, "Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle Kahramanmaraş'ımızda 11 Ekim Pazar günü sabah namazında Abdulhamithan ve Doğukent Camilerimizde "Cami ve Gençlik buluşması" programına bütün gençlerimiz davetlidir. 14 Ekim Çarşamba günü saat 14.00 de Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Sayın Belgin KONARILI ve Uzman Vaiz Nimet YILMAZ hanımefendilerin katılacağı bir panel düzenlenmiştir. Ayrıca İmam Hatip Lisesi ve Avşar kampüsünde Öğrenci buluşması yapacaklardır. Bütün Kahramanmaraşlı hanım kardeşlerimiz Panelimize davetlidir." dedi.
Camilerin önemini vurgulayan Gevher, "Kâbe'nin yeryüzündeki
şubeleri, Allah'ın evleri olan camilerimiz, Müslümanlığımızın ve istiklalimizin
simgesi olarak yükselen huzur, bilgi, birlik ve ibadet mekânlarımızdır.
Başkanlığımız çeyrek asırdır Ekim ayının ilk haftasını (bu sene Hac mevsimine
geldiği için 11-18 Ekim'de) camilerimizi hayatın merkezine, şehirlerin kalbine
taşımak amacıyla "Camiler Haftası" olarak kutlamaktadır. Bu hafta münasebetiyle
düzenlenen etkinliklerle toplumsal bir farkındalık ve ortak bir bilinç
oluşturulması hedeflenmektedir. Camiler Haftasının son yıllarda belirli bir
tema etrafında kutlanması, bir yandan camilerimizin fiziki şartlarının yeniden
gözden geçirilmesi yönünde önemli çalışmalar başlatılmasına, diğer yandan da
engelli, çocuk, genç, kadın gibi farklı toplum kesimlerinin camiyle daha fazla
buluşabilmesi için kampanyalar düzenlenmesine vesile olmuştur.. Bu yıl ise
dinimizin direği olan namaz ibadetine olan ihtiyacımızı daha yüksek bir sesle
dile getirmek ve camilerdeki cemaatsizlik sorununa hem bireysel hem de
toplumsal açıdan dikkat çekmek amacıyla Camiler Haftasının teması "Cami ve
Namazla Diriliş" şeklinde belirlenmiştir." dedi.
Açıklamalarında camilerin sosyal hayattaki yerini vurgulayan
Gevher, "Camiler, dua ve ibadetlerin Allah`a topluca arzedildiği, gönüllerin
aydınlandığı, kalplerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı,
mü`minlerin kucaklaştığı mübarek yerlerdir. Camiler, bilmediklerimizi
öğrendiğimiz, irfanımızı yükselttiğimiz, nefsimizi ve âlemi tanıdığımız İlim ve
hikmet yuvalarımızdır. Camiler, dünyanın çeşitli problemleri ve sosyal sıkıntılarına
karşılık, gerçek mutluluğu bulabildiğimiz manevî sığınaklardır. Camiler,
dargınların barıştırıldığı, kin ve nefretin unutulduğu, öksüz ve yetimlerin
sevindirildiği, açların doyurulduğu, fakirlerin giydirildiği, yolcu ve
misafirlerin ağırlandığı, hastaların tedavi ettirildiği yardım ve iyilik
merkezleridir. Camilerimiz, kendimizden ayrı düşünemeyeceğimiz, koparıp
atamayacağımız değerlerimizdir. Bayrak gibi. Sancak gibi. Gazilik ve şehitlik
gibi. İstiklâl aşkı ve hür yaşama duygusu gibi. Haysiyet ve şeref gibi. Camiler,
vatanımızın temel taşı, millî bütünlüğümüzün teminatı, dinî ve millî
birliğimizin ilham kaynağı, ahlâk ve aşkımızın heyecan pınarıdır." dedi.
Namazın önemine değinen Gevher açıklamalarına şöyle devam
etti;
Cami, Islâm cemiyetinin ayrılmaz bir parçası ve en önemli
birimlerinden birisidir, Rasûlüllah (s.a.s)`in Medine`ye vardıkları zaman ilk
işleri, bir cami inşa edip, ensar, muhacir, köle, efendi, siyah, beyaz bütün
Müslümanları bir çatı altında birleştirip bir araya getirmek olmuştur.
Fethedilen veya yeni kurulan bir yerleşim merkezine ilk önce yapılan camidir.
İslâm Dini, cemiyet dinidir. İnsanın kendisini cemiyetten
koparıp dağ başlarında uzlette kalması pek hoş karşılanmamıştır. Müslüman,
cemiyet içinde yaşayacak, gerektiğinde bir din kardeşinin elinden tutacak,
emr-i bi'l-ma`ruf nehy-i ani`l münker yapacaktır. Namazların cemaatle edâ
edilmesi hususunda hassasiyetle durulmasının sebebi de budur.
Cemaatten gaye nedir? Bir semtte bulunan mü`minlerin beş
vakitte birbirlerinin hallerinden haberdar olması, herhangi bir sıkıntısı
varsa, elbirliği ile giderilmesi, hasta varsa, yardımına koşulması içindir.
Cemaate gelemeyenin mutlaka meşrû bir mazereti olduğu göz önüne alınarak evine
gidilip yoklanılır ve müşkili giderilmeğe çalışılır.
Bugün ise bu gaye kaybolmuş ve yalnız şahsî sevab kazanma
endişesi hakim olmuştur. Sadece nefsini düşünüp de iştirak ettiği cemaatin
dertleriyle ilgilenmeyen, elinden geldiğince onlara Islâm`ı tebliğ etmeyen ve
eksiklerini gidermeye çalışmayan bir kimse, bu yirmiyedi derecelik sevaba
nail olabilir mi?
Hz. Peygamber (sas) namazı "gözünün nuru" olarak
nitelendirmiştir. Onun En Yüce Dost'a giderken ümmetine son vasiyeti namaz
olmuştur. Bugün de Müslümanlar, namazlarını Allah'ın emrettiği, Resûlünün (sas)
öğrettiği şekilde, camilerde cemaatle eda ettiklerinde; ruhlarını namazla
güçlendirip, namazın ruhuyla dirildiklerinde; namazı sevip, evlatlarına
sevdirdiklerinde Allah'ın izniyle karşılaştıkları her türlü sorunun üstesinden
geleceklerdir.
Bu vesileyle, camilerde din hizmetlerinin en güzel şekilde deruhte edilmesi için gayret gösteren, topluma rehberlik ve önderlik eden, yaşantısıyla örnek olan, mihrabın, minberin ve kürsünün hakkını veren bütün din görevlilerimizin ve cemaatimizin Camiler Haftasını tebrik ediyor, ebediyete irtihal edenlere Cenab-ı Hak'tan rahmet niyaz ediyorum. (HABER MERKEZİ)